İran, İsrail’in ABD desteği ve himayesinde bugüne kadar sistemli bir şekilde yürüttüğü taciz ve saldırılarına karşı ilk defa açıktan ve doğrudan cevap verdi.
Kadim bir medeniyetin devamı olup, imparatorluk geleneğinden gelmesi hasebiyle önemli bir uluslararası siyaset birikimi olan İran devleti bugüne kadar bu birikimim gereği olarak tüm hamlelere karşı gayet akıllıca hamleler yaptı. Her ne kadar bu tavrı özellikle batı medyası ve CIA propagandası etkisinde kalan kesimlerce anlaşılamasa da işin esası İran gayet akıllı bir dış politika izliyor.
İran bugüne kadar sanıldığı gibi kendisine yönelen saldırılara karşı sessiz kalmadı. İran düne kadar verilmesi gereken cevapları hep değişik cephelerde farklı kuvvetler eliyle verdi. Bunu Yemen’de Husiler’i, Suriye ve Lübnan’da Hizbullah’ı, Filistin’de yerel direniş kuvvetlerini destekleyerek hep yapan ve yapmaya devam eden İran, son cevabını ise İsrail’e doğrudan ve açıkça füzeler yollayarak verdi.
İran’ın İsrail’e yolladığı füzelerin yankısı ise beklendiği üzere Türkiye ve diğer bölge ülkelerindeki ABD muhiplerinden geldi. Öyle ki İran’ın bu taarruzunu küçümseyen hatta planlı ve danışıklı olduğu gibi ahmakça teoriler üreten her haltın uzmanları hemen televizyon programlarında boy göstermeye başladılar. Bunların zehirlediği onlarca trol ise sosyal medyada müthiş bir kampanyaya başladılar. Planlı bir şekilde tek merkezden düğmelerine basılan bu CIA beslemesi ABD severlere çok da yabancı değiliz. Daha dün ağababaları, Kanlı Pazar’ı tertipleyip akabinde Dolmabahçe’de ABD 6. Filosuna secde ederek şükür namazı kılmışlardı. Genlerine Amerikanperverlik işlemiş bu gürûhu saymazsak ortadaki gerçeği herkes görüyor.
Ticaret adı altında İsrail’e her türlü lojistik desteği verenlerin meydanlardaki hamasi söylemlerinin toplumda karşılık görmediğini yakın zamandaki seçimde gördük. Diğer tüm gerekçeler bir yana İsrail’le yürütülen kirli ticaretin toplum tarafından kabul görmediği gün gibi ortaya çıktı. Daha doğrusu yürütülen bu kirli ticaretin öyle hamasi kükremelerle kamufle edilemeyeceği anlaşılmış olmalı.
Diğer yandan İran’ın karşı hamlesini beğenmeyen, burun kıvıran bu kesime sormak gerek; Siz İsrail’e karşı bugüne kadar ne yaptınız? İsrail’in gözü kulağı olan Kürecik Radar Üssü ve hamisi ABD’nin onlarca üssü ülkenizde konuşlu değil mi? Bırakın müttefikliği ülkede ve bölgede yaşanan her türlü kötülüğün, savaşın, katliamın sebebi olan ABD nükleer silahları dahil binlerce askeriyle ülkenizde değil mi? Daha dün yine ülkenizde konuşlu üslerinden içinizden devşirdiği işbirlikçilerle darbe tezgahlamadı mı? Yıllardır ülkenize karşı eylemler yapan PKK’yi “bölgedeki kara gücüm” diyerek besleyen bu ABD değil mi? Siz halen ülkenize karşı açıkça düşman faaliyetleri yürüten ve destekleyen, ülkenizi dört bir yandan kuşatan ve her an boğmaya hazır bekleyen ABD üslerini dahi kapatamıyorken, bırak kapatmayı kontrol dahi edemiyorken hangi hakla İran’ın mevcut taaruzunu beğenmeyip küçük göstermeye çalışıyorsunuz?
ABD severlik kadar mezhepçilik penceresinden uluslararası dengeleri anlamaya çalışmak ve ona göre konumlanmanın Türkiye’yi bölgede getirdiği durum ortadadır. Bunu en son Ahmet Davutoğlu isimli zat yaptı ve komşumuz Suriye’yi kan gölüne çevirenlerden biri olarak dönemin siyasi iktidarıyla beraber tarihin kanlı sayfalarına adını yazdırdı.
Sözün özü güzelim Anadolu’nun güzel bir sözü “iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batıracaksın” der.
Author Profile
Latest entries
- Yazarlar27/04/2024Anadolu
- Yazarlar21/04/2024Haddini bil Mr.
- ana manşet15/04/2024ABD muhipleri
- Yazarlar03/04/2024Puslu havayı kurt sever
İslamcıların sefihliklerini ortaya koyan güzel bir analiz.