More

    MİSAKI MİLLİ’YLE ALDATMAK

    Hemen her şey aldatma aracı olunca Misakı Milli’nin kendisini kurtarması
    düşünülemezdi.
    Lübnanlaşma millete nasıl yutturulur sorununu çözmede Misakı Milli’ye
    başvurulduğu görülüyor. Milli Mücadele’yi küçümseyenler, Lozan’ı yenilgi
    belgesi gibi sunanlar ve elbette Misakı Milli’yi yeterli bulmayanların “Misakı
    Milli tutkusu” içtenlikten yoksun olduğu gibi gerçekçi de değildir. Misakı Milli
    sınırlarımızı çiziyoruz diyerek ilerideki küçülmenin ve belki de parçalanma
    riskinin gözden kaçırılması amaçlanıyor.
    Bilindiği gibi, Misakı Milli son Osmanlı Meclisi Mebusanı’nın aldığı son
    önemli karardır. Bu kararın alınmasında başrolü Mustafa Kemal Paşa’ya vermek
    yanlış olmaz. Onun uzaktan da olsa kararlı ve örgütçü çalışmaları bugünkü
    sınırlarımızı belirleyen kararın alınmasını sağlamıştır.
    Misakı Milli özgün halinden fire vermiştir kuşkusuz.
    Üç fireyi kısaca sıralarsak :

    1. Batum : 1921 Moskova Antlaşması ile Sovyet Rusya’ya bırakılmıştır.
      Batum karşılığında bu ülkeden alınan desteği düşünürsek oldukça
      kazançlı bir ödün olduğu kuşkusuzdur.
    2. Musul : Lozan’a da konu olan Musul daha sonra çözüme kavuşturulmak
      üzere sınırlarımız dışında kalmıştır. Son yıllarda yere göğe sığdırılamayan
      feodal-dinci ve elbette emperyal işbirlikçisi Şeyh Sait başkaldırısı
      Musul’un sınırlarımıza eklenmesi önünde önemli engel olmuştur.
      Sürüncemede kalan Musul sorunu 1926 Ankara Antlaşmasıyla Irak’a
      (Britanya’ya) bırakılmıştır. Musul petrollerinden 25 yıl süreyle % 10
      payın Türkiye’ye ödenmesi antlaşmaya eklenmişse de 4 yıl süren
      ödemelerden sonra geri kalan 21 yıllık ödemeye karşılık 500.000 sterlin
      alınarak Musul sorunu kalıcı çözüme kavuşturulmuştur.
    3. Hatay : 1921 Ankara Antlaşması’yla Fransa’ya bırakılan Hatay izleyen
      yıllarda Atatürk’ün özverili girişimlerine eklenen ustaca hamleleriyle
      Türkiye Cumhuriyeti’ne katılmıştır.
      Özetle, Misakı Milli belgesiyle çizilen sınırlar bugün için tam olarak yaşama
      geçirilemediyse de konu kapanmıştır.

    Akıl temeli üzerinde yükselen Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikası ve
    sınırlarının belirlenmesi de akılcı ve gerçekçi ilkelere dayandırılmıştır.
    Değişen koşullar Musul’un sınırlarımız içine alınmasını olanaksızlaştırınca geri
    adım atılarak sorunun çözümsüzlüğe bırakılmasının önüne geçilmiştir.
    Hiçbir şeyini beğenmedikleri Cumhuriyet’in Misakı Milli’sini kullananlara
    aldanmamakta yarar var.
    Yüz yıl önce çözüme kavuşturulmuş sorunları diriltmenin ve bu yolla toprak
    kazanıyoruz aldatmacası sahneleyerek toplumu yanıltmaya çalışanların
    çoğaldığı günümüzde uyanık olunması gereği gün gibi ortadadır.
    Misakı Milli kisvesi altında kazanım sağlamaya çalışmanın uzak olmayan
    gelecekte yıkıcı sonuçlara yol açabileceği akıldan çıkartılmamalıdır.
    Son söz : Türkiye’nin ne alacağı ne de vereceği bir karış toprak yoktur.

    Yazılar

    Yazılar

    spot_img