Cumhuriyet ikinci asrına girdiği bugünlerde Cumhuriyeti kuran partide genel başkan ve yönetimi belirlemek için kurultay yapıldı.
Değişim, değişim vaveylaları ile başlayan kurultay “yeni” genel başkan ve “yeni” yönetimin seçimi ile sonlandı. “yeni” yi özellikle tırnak içinde yazıyoruz zira ortada yeni bir durum yok. CHP bildiğimiz CHP. Bunun böyle olacağı aslında lider adaylarının kurultayda yaptıkları konuşmalarda da pekala ortaya çıkmıştı. Belli merkezlere Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş üzerinden verilen mesajlar, göz kırpmalar. Sürecin nereye gittiğini ve gideceğini net şekilde ortaya koyuyordu.
Batı cephesinde yeni bir şey yok!
Yine koltuklara yapışanlar, dünkü liderin etrafında ihsan bekleyenler yeni lidere biat ettiler. Yani istikballeri garantide. Yeni dönem milletvekillikleri cepte. Anlayacağınız herkes kendi kesesinin derdinde. Ortada ne dava, ne ilke ne de ülke var. Halk ise hak getire. Alavere dalavere Kürt Memet nöbete… Durum dünden de vahim anlayacağınız.
İşin daha kötüsü şimdi değişim hikayeleri ile bir dönemi daha yiyecekler. Bir dönem daha muhalefeti içlerinde eritecekler. Halkı bir dönem daha oyalayacaklar. Halbuki seçilen kadrolardan, seçilen genel başkandan bakarsak ortada ne bir değişim var ne de o yönde bir iradenin bu kadrodan çıkma ihtimali.
Bizim kazan kaynasın altta kalanın canı çıksın. Ne yazık ki bir davanın partisi, Cumhuriyet Devriminin kurmayı, büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk’ün emaneti olan CHP köklerinden kopmuş, rüzgara kapılmış kuru yaprak gibi oradan oraya savrulmakta. İlkesiz, hedefsiz, yarınsız…
Yönetim kadrolarını işgal edenler ihale kovalamaktan, iş takipçiliği yapmaktan siyaset yapmayı unutmuş. Tabandaki CHP’liler ise çaresizlikten ve namus belasına bir umut sarılıyorlar CHP‘ye. Ancak son kurultay da göstermiştir ki gerçek bir cumhuriyet devrimcisinin, gerçek bir Kemalistin, gerçek bir vatanseverin mevcut CHP içinde ve mevcut CHP ile yapacağı bir şey kalmamıştır. Mevcut haliyle bu partiye sahip çıkanlar CHP’ye en büyük kötülüğü yapıyorlar.
CHP’liler 14. Katın önlerine koyduğu kırk satır kırk katır açmazını aşamadıkları sürece ne yazık ki hem Cumhuriyet hem de Cumhuriyetin bu nadide eseri her gün daha çok erozyona uğramakta, çürümekte, altı boşaltılmakta.
Tam da bu gibi durumlarda Mustafa Kemal’in örgütçü, devrimci yanı hatırlanmalı ve sürece müdahale edilmelidir. CHP içindeki gerçek vatanseverlerin ve samimi cumhuriyetçilerin tarihi görevi budur. Bu gidişata müdahale etmek bu hayasız akına dur demek zorundalar.
Eğer CHP içindeki vatanseverler bu sürece müdahale etmezler ise önlerine konulan yanlışlarda doğru aramakta ısrar ederler ise şunu bilsinler ki neresinden toplarsan topla iki yanlış bir doğru etmez.
Author Profile
Latest entries
- Yazarlar27/04/2024Anadolu
- Yazarlar21/04/2024Haddini bil Mr.
- ana manşet15/04/2024ABD muhipleri
- Yazarlar03/04/2024Puslu havayı kurt sever
Kral öldü yasasın kıral