Trump ve diğer Cumhuriyetçi Parti adaylarının baskısıyla göçmen meselesi ABD’deki seçim kampanyasının merkezine oturdu.
Cumhuriyetçi başkan aday adayı olan Teksas valisi Greg Abbott’un göçmenlerin geçişini engellemek için kilometrelerce uzunlukta dikenli tel örgülerin çekilmesi talimatını vermesi ABD sisteminde bir çatışmaya yol açtı. Tel örgüler sadece göçmenlerin geçişini değil Federal hükümetin çalışmasını da zorlaştırdı. Sınır devriyeleri çalışamaz hale geldiğinden Yüksek Mahkeme bunların kaldırılmasına
hükmetti. Biden yönetimi ile eyaletlere bağlı güvenlik birimleri karşı karşıya geldi. Zira tel örgüler esas olarak Abbott’un Biden’e karşı sürdürdüğü mücadelenin bir parçası.
Bu arada eski ABD Başkanı Donald Trump bir kez daha ön aday. Yeniden seçilmesi halinde görevdeki ilk gününde göçü durdurma sözü verdi. Trump, New Hampshire eyaletindeki önseçime altı haftadan az bir süre kala düzenlediği bir mitingde destekçilerini kazanmak için yine göçmenlik konusunu kullandı.
Eski başkan “Beyaz Saray’a geri döndüğüm ilk gün Biden yönetiminin tüm açık sınır politikalarına son vereceğim, güney sınırının işgalini durduracağım ve ülkedeki en büyük ve en kitlesel sınır dışı etme operasyonunu başlatacağım” dedi.
Aşırı sağcılar, göçmenlik konusunu Cumhuriyetçi tabanı kamçılamak için kullanıyor. Biden’i yabancı düşmanlığı ve ırkçılık karşıtlığı söylemiyle yasadışı göçü teşvik etmekle suçluyorlar.
Gerçek şu ki bu keskin tel örgüleri; karteller, çeteler ve yağmacıların hakimiyetindeki yollardan geçip ABD’ye varan göçmenleri durdurma konusunda çok sınırlı bir etkisi oldu. Tel örgüleri çocuklarıyla ve bebekleriyle karşıya geçmeye çalışan ailelerin yürek parçalayan görüntülerinden başka bir işe
yaramadı.
Üstelik ABD’ye varmakla da bu göçmenlerin çilesi bitmiyor. ABD İç Güvenlik Bakanlığı Mayıs’tan Kasım ayına kadar büyük çoğunluğu Meksika sınırını geçen 460 binden fazla kişiyi sınır dışı etti. Bunların 70 binden fazlası ABD’de yaşayan göçmenlerin aile üyeleriydi. Ayrıca dünya çapında 170’ten fazla ülkeye 62 binden fazla geri gönderme işlemi gerçekleştirildi.
Diğer yandan bu göç meselesi sebebiyle Meksika hükümeti de ABD’nin baskısı altında.
Trump mitinglerinde “Sınırı kapatacağız. Bir istila var, ülkemize gelen milyonlarca ve milyonlarca insanın istilası var” sözleriyle Meksika’yı hedef gösteriyor.
Trump 2019’da yine bu göç meselesini bahane ederek Meksika ürünlerine sınırda ek vergi koymaya kalkmıştı. Asıl amacı ise iki ülke arasındaki serbest ticaret anlaşmasında yer alan Meksika lehine hükümleri geri almaktı.
Meksika ve ABD’deki başkanlık seçimleri 2024’e denk geliyor, göçmen akışı, her iki ülkenin kampanyalarına damgasını vuracak ikili ilişkilerde kilit konu olmaya hazırlanıyor.
Meksika Devlet Başkanı Andrés Manuel López Obrador birkaç gün önce Dışişleri Bakanı Antony Blinken başkanlığındaki bir ABD heyetini kabul etti. İki ülke yetkilileri ortak sınırda günde ortalama 10 binden fazla düzensiz geçişin yaşandığı Aralık ayındaki göç artışını ele aldılar.
López Obrador, “ABD’deki bu seçim dönemi nedeniyle halk göç konusunda yanlış bilgilendiriliyor” dedi.
ABD medyası, geniş bir seçmen kesiminin Meksika’nın, başta uyuşturucu kaçakçılığı olmak üzere organize suç faaliyetleriyle boğulmuş bir devlet olmasının yanı sıra, Çin yatırımına bağımlı bir ekonomi olduğuna propagandasını yayıyor. ABD’de göçmenlik uyuşturucu kaçakçılığıyla ilişkilendirilmekte ve
ülkelerine uyuşturucu getirenlerin Meksikalı suçlular ve Meksikalıların düzensiz göçü olduğuna inandırılıyor.
Meksika devlet başkanı ise göç sorununu siyasi bir projenin parçası olarak değerlendiriyor.
Lopez Obrador’un önerisi Karayip uluslarının kalkınması ve refahı için ABD’nin 20 milyar USD vermesiydi. Ayrıca 10 yıldan uzun bir süredir ABD’de dürüst bir şekilde çalışan en az 10 milyon Latin Amerikalıya oturum haklarının tanınmasını istiyor.
Meksika başkanı Küba’ya yönelik ekonomik ve mali ablukayı askıya alınması ve Venezuela’ya yönelik tüm yaptırımları kaldırılması gerektiğini de söylüyor.
2022-2023 yıllarında ABD’ye 500 bin Kübalı göçmen ulaştı. Yarım milyondan fazla Venezuelalı da geçtiğimiz kriz döneminde ABD’ye sığındı.
López Obrador, ABD’deki politikacıların akrabası olan göçmen kaçakçılarından söz etti ve bu nedenle başta Kongre olmak üzere bu ülkedeki yetkilileri, göçmenlerin geldikleri ülkelerden ayrılmalarının nedenlerini ele alacak bir politika belirlemeye çağırdı.