Ülkenin içinde bulunduğu durumun müsebbibi iktidarın icraatları kadar muhalefetin yokluğudur. Türkiye siyasetinin özeti esas olarak bu tespittir. Gelinen noktada halk hareketleri muhalefet partilerinin önüne geçmiş durumdadır.
Bu duruma bir çok örnek verilebilir. Yakın zamandaki Akbelen direnişi ve Cumhuriyetin 100. Yılında sokakları, meydanları dolduran halk kitleleri bunu tekrar tekrar ortaya koydu. Akp iktidarının tüm unutturma çabalarına rağmen halk inisiyatifi ele aldı ve sokaklara çıktı. Cumhuriyet Bayramı büyük bir coşkuyla kutlandı. Milyonlar Anıtkabir’e Büyük Devrimcinin huzuruna aktılar. Genç, yaşlı, kadın, çocuk…Ortaya çıkan tablo karşısında kimyası bozulan Akp iktidarı ise ben de buradayım diyebilmek için okulları tatil etti. Gariptir ki ilk akıllarına okulları tatil etmek geliyor. Eğitimin kendileri için ne kadar gereksiz olduğunu biliyoruz da sanki burada kutlamaların diğer günlere yayılmasını önleme telaşına düştükleri fikri de akıllara gelmiyor değil.
Aklımıza bu sorular düşerken bir öğretmenin Cumhuriyet Bayramı kutlama töreninde yaptığı konuşma nedeniyle gözaltına alındığı haberi duyuruldu. Ne diyor Emine öğretmen;
“Onun için canını vermeye hazır olanların yanında onun adını anmaktan imtina edenlerle beraber Cumhuriyetin bütün nimetlerinden faydalanıp onu yok etmeye çalışıyorlar. Bir yanda yüz yıl önce anayasaya cumhuriyet yazdırmak için ömrünü feda edenler, bir yanda bugün onu yok etmeye çalışan Türkiye Yüzyılı masalına herkesi inandırmaya çalışanlar…” cümleleriyle başladığı konuşmasında 70 yıllık karşı devrim sürecini anlatıyor. Ve elbette Cumhuriyet devrimine son darbeyi vurmaya hazırlanan Akp iktidarının marifetlerini sıralıyor. Sonrası ise malum; Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Emine Karakaş, yaptığı bu konuşma sonrası “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” gerekçesiyle gözaltına alındı. Varlığı ve iktidarının devamı halkı kin ve düşmanlığa tahrik ile mümkün olan, her fırsatta gerek kendileri, gerek ise besledikleri meczuplar aracılığıyla halkı ayrıştıran, bölen, düşmanlaştıranların “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ten bahsediyor olmaları ise tirajikomik.
Sevgili muhalefet bu işlerin, direnişlerin, karşı gelmelerin, haykırmaların neresinde? Gördüğümüz kadarıyla hiçbir yerinde. Gerçi muhalefet dediğimiz de CHP ve CHP ‘nin meclise taşıdığı Akpgiller. Mevcut durumda pek bir şey beklemek de mantıklı değil aslında.
İşte tam da bu gerçeği kavrayan halk kitleleri kendi göbeklerini kendilerinin kesmeleri gerektiği gerçeğini kavramış olacaklar ki hiçbir yerden medet ummadan kendileri harekete geçmiş durumdalar. Statlarda yükselen ses, sokaklara dolan insan seli, Akbelen’de ağaca sarılan yaşlı teyze ve Emine öğretmen. Halkın gerçek duygularının tercümanı oldular. Muhalefet partileri(CHP) bir daha bu durumu düşünsün ve halktan öğrensin. Halktan öğrenecek çok şey var ama en çok muhalefetin buna ihtiyacı var. Öyle halka parmak sallayan, halka yukarıdan bakan meclis müdavimleri dönün bakın da halkı görün. Bu sel sizi de yutar emin olun. Savurur atar sizi bu fırtına. Gün gelir halka sağır olan kulaklarınız, halkın gürleyen sesiyle sökülüp atılacağınız günlerin habercisi ve tanığı olacaklardır ve tarihin tozlu raflarının en alt sıralarında sizlere ayrılmış yerlerinize tanıklık edeceğiz.
Emine öğretmen umudun ve isyanın sesi olmuştur. Milyonların sesi olan Emine öğretmen tek başına değildir, tek başına kalmayacaktır.
Author Profile
Latest entries
- Yazarlar27/04/2024Anadolu
- Yazarlar21/04/2024Haddini bil Mr.
- ana manşet15/04/2024ABD muhipleri
- Yazarlar03/04/2024Puslu havayı kurt sever