Filistin’de İsrail eliyle sahnelenen acıklı oyunun 6. ayında ölen Filsitinlilerin sayısı 40 bine dayanmış durumda.
Yeryüzünde vicdan, insaf ve ahlâk sahibi herkesin bu durum karşısında tepkili olduğu kuşkusuz.
Ancak, tepkilerin etki yaratmadığı da tartışılmaz.
Tarih boyunca böyleydi.
Bugün de farklı sayılmaz.
Haklılık savaş kazanmak için yeterli değil. Savaşları teknolojisi üstünler kazanıyor. Teknolojinin yetersiz olduğu noktada aklın kullanılması da bir o kadar yararlı olabilir savaşları kazanmada.
İstiklâl savaşımız teknoloji yokluğunda aklın kullanımına eşsiz bir örnektir.
İsrail-Filistin çatışmasında mazlûmun yenilgisine üzülürken işin bu yanına değinmek kaçınılmaz olmanın ötesinde zorunlu.
Geçtiğimiz haftalarda rastlamıştım yarıiletken (yonga) üretiminde küresel ölçekte ilk 10’a giren bir İsrail şirketine.
Bilişim çağına girdiğimiz şu dönemde böylesi bir üstünlüğün ne anlama geldiğini anlamak için 3 çeyrek yüzyıldır üstesinden gelinemeyen İsrail’e bakarak görmek hiç zor değil.
Bilişim çağında Yapay Zekâ her geçen gün daha fazla karşılaştığımız önemli bir kavram.
Her geçen gün yaşamımıza daha çok katılacağı tartışmasız.
Ütopyacı bakış açısına göre yapay zekâ ne denli gelişirse gelişsin denetim insanda olacaktır. Tasalanmaya gerek yoktur.
Distopyacı yaklaşıma göre ise yapay zekânın insanı aşması kaçınılmazdır. Bu senaryoda beklenen sonuç “teknolojik tekillik” olacaktır.
Gözüme ilişen bir başka güncel bilgi küresel ölçekli yapay zekâ yatırımları üzerineydi.
Görselden de anlaşılacağı gibi bu bağlamdaki yatırımları yapan ülkeler arasında şaşırtıcı olanı yok gibi.
Şaşırtan ülke İsrail.
Ortadoğuyu kan banyosuna çeviren ve elbette emperyalizm güdümlü İsrail’in yonga üretimine yapay zekâ konusundaki yatırımları eklemiş olması bugünü anlamamıza yardımcı olabilir.
Bilgiye sahip olan, sahip olduğu bilgiyi bilimin sıçramasına koşan dolayısı ile de teknoloji üreten bilişim çağının kazananı olacaktır.
Ezilen, öldürülen ve yok olmaya sürüklenen Filistin’de ve o Filistin’in bağlaşığı olduğu varsayılan Arap dünyasındaki durumsa analog dönemin deyişiyle fotoğrafın arabına eşdeğerdir. Teknolojiyi üretmeyen ve o teknolojinin müşterisi olanlar edindikleri teknolojiyi kullanma konusunda da yetersizler. Üstüne üstlük akıllarını kullanmayı da unutmuş durumdalar.
Teknolojin yoksa aklın var gerçeğini anımsamaları dileğiyle.
Tersi durumda kan banyosu sürecek gibi görünüyor.
Toprağın altındaki petrole güvenerek yan gelip yatmayı hüner bilenlerin acıklı görünümüdür gerçekte gözlerimizin önüne serilen.
Sözü Milli Eğitim Bakanlığı’nın son müfredat değişikliği taslağıyla bağlarsak!
Dinselleşmenin koyulaşmasıyla birlikte eğitim ve öğretimin temel amacı olan teknoloji üreten bireyler yetiştirme amacı derin yara alacaktır.
Teknoloji üretemeyenin kalkınması, gönençli toplum olma yolunda ilerlemesi olanaksızdır.
Cumhuriyetle birlikte aklını kullanmayı öğrenen bizlerin yeniden karanlığa sürüklenmesi beklenen durumdur.
Emperyalizmin yenilgiye uğratılamadığı bir dünyada mazlûmların rahat yüzü görmesi olanaksızdır.
Bu acı gerçek Filistin’de de, Afrika’da da, Türkiye’de de peşimizi bırakmayacaktır.
Author Profile
Latest entries
- ana manşet05/11/2024100 yıl sonra Lord Curzon’u anımsamak
- ana manşet29/10/2024Cumhuriyetin 101. yılında olmak ya da olmamak
- ana manşet26/10/2024Toplumsal zevzeklik
- ana manşet23/10/2024Fethullah Gülen öldü mü?
Futbolun uluslararası diplomasiye ve ırkçılığa alet edilmesi yanlıştır. Bu önermeden hareketle bir açıklama geliştireceğinize UEFA’nın farklı ülkelerin sporcularına adil davranmadığından hareket ediyorsunuz. Yav arkadaş banane UEFA’nın kararlarının adil olup olmadığından .futbol barışçıl bir platform olarak kalmalıdır. Etnik herilimleri tetikleyen politik ve ırkçı simgeler kullanılma alıdır. Ama siz bu eylemin yanlışlığını değil uefa’yı eleştiriyorsunuz. Eşşeği bırak ışsın semeri dövüyorsu .