Trabzon’daki TS-FB maçı yaşamın her alanına yayılmış olan şiddetin futboldaki yansıması olmasının yanı sıra derslerle doluydu.
Hemen tüm futbol takımlarının adları taraftar grubu olarak konsa da milis gücüne eşdeğer başıbozuk kalabalıklar beslediği bilinmeyen olmaktan çıkalı çok oldu.
Diğer yandan, tribünleri dolduran kalabalıkların takım tutkusunu “kabahatin birazı da sende be kardeşim” dedirtecek duyarsızlıkla etiketlemenin ötesine geçmek olanaksızlaştı. Aynı sorunların altında ezilenlerin takım yandaşlığı söz konusu olunca kanlı bıçaklı olmaları anlaşılır gibi değil.
Bir başka sorunsa aydın etiketlilerin davranışında gizlendi.
Maçtan sonra “aydın” sayılabileceklerin paylaşımları ve yaklaşımları da bir o kadar irdelenmeye değerdi.
Taraftar grubu denilenlerin yanı sıra tribünleri dolduranların takımdaşlık duygusundan ayırt edilemeyecek yansımalar görüldü bu grubun paylaşımlarında.
Oysa yaşanan çok açık ve yoruma yer bırakmayacak denli yalın değil miydi?
Oyun alanına atılan ve belirli yerlerde öbekler oluşturan su şişeleri, yine oyun alanına atılan patlayıcılar ve oyun bitince sahaya doluşarak sporculara yönelen holiganlar.
Elbette, maç bitiminde olacakları kestirme yetisinden yoksun hakemler.
Hemen her fırsatta diğer takımları hedef gösteren futbol yöneticisi sıfatlıları çoktan kanıksadık.
Trabzon’daki hakem daha birkaç ay önce saha ortasında suratında patlayan yumrukların hedefi olmamış mıydı?
Tüm bu yaşananlara takım yandaşlığıyla yaklaşan aydın sıfatlılar!
Her fırsatta toplumun geniş kesimlerini duyarsızlıkla ve hatta akılsızlıkla suçlayan aydınların içine düştüğü durum!
Bu örnekleri bolca görüp, izleyince yüreklerin burkulmaması ne olası!
Bileşik kaplar kuramı anımsandığında her şey yerli yerine oturuyor!
Ülkeye egemen olan ve “tuz da koktu” dedirten çürümeden herkesin payına bir şeyler düştüğü açık aydın etiketlilerin bu olay karşısında verdikleri tepkiler.
Çevresine ışık saçacak aydının yerini karanlığı koyulaştıranların aldığı bir dönemdeyiz.
Üçüncü Viyana bozgunu tüm olanların üzerine tüy dikti deyim yerindeyse.
Futbolumuzun sefaleti bu kez olanca açıklığıyla Viyana’da skor tabelasına yansıdı.
Hakemiyle, oyuncusuyla, yöneticisiyle ve elbette oyuncusuyla futbol sahnesinin oyuncularının temizlenme gereksinimi içinde oldukları çok açık değil mi?
Hiç olmazsa aydın etiketliler kendilerini bu kirlilikten korusalar ne iyi olurdu demekten alamıyor insan kendisini!
Author Profile
Latest entries
- ana manşet02/10/2024Savaşı kim kazanır?
- ana manşet26/09/2024Dil bayramlarımız
- ana manşet19/09/2024Hizbullahın başına gelen
- ana manşet10/09/2024Cumhuriyetin feodaliteyle sınavı