Bizler bir mücadele içerisindeydik, deprem bizlere zorlu bir süreç yaşatmıştı, kimimize acı dolu bir yaşam kimimize bir tecrübe. Hepimiz yıkılmıştık, zor günler geçirmiştik. Depremde bulunamayan kayıplarımız vardı. Mücadele içerisinde tüm ülkemizdeki belirli hastanelere bakmıştık ama net bir bilgi de alamıyorduk çaresiz kalmıştık.
Aileler hala yıkılan enkazın içindeydi baş vurmadıkları kurum kalmamıştı reddedilen her önergede enkazın altında kurtarılmayı beklercesine gözleri yaş dolu bekleyiş içerisindeydiler. Nedeni neydi? Bulunamayan canlarımızı arıyorduk, nerede ne durumda olduklarını öğrenmek istiyorduk, kimsesizler mezarlığında mı hastanede mi, sevgi evlerinde mi veya bakım evlerinde mi? Yoksa molozlarla birlikte mi götürülmüşlerdi. Bu acıya yürek mi dayanır?
Zorlu bir süreç aileler psikolojik olarak bitmiş durumdalar. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulacak araştırma komisyonu hassas bir şekilde çalışma yapacaktı. Tam 16 ay… Zaman geçtikçe dakikalar, saatler, günler, zorlu geçiyordu. Ailelere haberlerde araştırma yapıldığı söyleniyordu. 145 kayıp var, bu ailelerin hepsine bilgi veriliyor mu? Nasıl bir araştırma yapılıyordu? Aileler bilgi istiyordu neden bilgi verilmiyordu? Mecliste kurulması gereken bir araştırma bizlere daha etkili sonuçlar elde edilecektir, ilgili bakanlıkların devreye girmesi elde edilecek materyallerle kayıplarımızın bulunmasında etki sağlayacaktır. Rönesans Rezidans molozları taranmış söylenen bilgiye göre insana dair bir bulguya rastlanmamıştı. 10 günlük bir arama yapıldığı söylendi.
Gün geçtikçe ailelerin perişanlığı artıyor, geceleri uyuyamıyor, ağlamaktan gözlerinde yaşlar kurudu. Bu acıyı yaşamak çok kötü, nerede olduğunu bilmiyorsun, 2 anneler günü geçti evlatları gelir hatırlar diye anneler kapılarda bekledi.
Bayramda gelip geçti gidip dua okuyacak mezarları yoktu. Bayramlaşacak evlatları, babaları, anneleri, aileleri bulunmamıştı. Ailelere denen sözler acı veriyor onlar ölmüş unutun diyorlardı. Acaba onlar bu durumda olsaydı unuturlar mıydı? Nedeni neydi bu söylemlerin neden bunlar söyleniyordu. Empati kurma yetimizi mi kayıp mı ettik yoksa. Elimde bulunan kayıp dosyada bize ulaşan ailelerin 145 kayıp kişi hakkında bilgiler var. Listemizde bunların 44 çocuk toplam 145 kayıp var bizlerin bildiği. Ailelerin sesi olun bu insanlar sadece ailelerinin bulunmasını istiyorlar. Bir çalışma varsa bilgi verilmesi istiyorlar. Fethi kabirlerin tekrar yapılması, DNA analizlerinin hızlanması, TBMM deprem kayıplarıyla ilgili araştırma komisyonu kurulmasını istiyoruz. Mücadeleden vaz geçmiyorlar canlarını istiyorlar.
Deprem Mağdurları Ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneği (DEMAK-DER) Kurucu Başkanı Selahattin Kaban