Dikkat ettiniz mi?
Televizyonlarda, gazetelerde köşe kapmış, Youtube’de kanal yapmış tuzu kuru sosyal demokrat kalemşorlar (Atatürkçü demiyorum, kendilerini de öyle tarif etmezler zaten), “diktatör” için örnek verirken, emperyalist dünyanın sınırlarına girmezler katiyen.
Dünün sömürgecilerini, diktatörlerini de anmazlar, bugün bilinenleri de.
Ne köle ticareti ve işgallerle dünyayı kana boğan, Latin Amerika’nın büyük uygarlıkları Aztek ve İnka’yı yok eden, 2. Dünya savaşı yıllarında da kendi halklarına eşi görülmemiş zulümler uygulayan Portekiz ve İspanya faşizmi, ne de dünyanın beşte üçünü köleleştiren İngiliz Kraliyeti!…
Ne dünyanın yarısını işgal eden, diğer yarısında da darbeler yapan Amerikan emperyalizmi, ne ikinci dünya savaşında 100 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olan, işgalleri, soykırımları ile derin izler bırakmış Alman, İtalyan ve Japon faşist diktatörlükleri, onların diktatör listesine giremediler.
Çoluk-çocuk, yaşlı-kadın demeden aylardır Filistin kanı döken, topraklarını dünyanın gözü önünde işgal eden İsrail bile diktatör değildir.
Sosyal demokrat anlı şanlı gazetecilerin aklına, “diktatör” deyince başka ülkeler gelir.
Sosyalist Kore’yi gösterirler mesela. Ya da Rusya derler. Kimi zaman Çin derler, Küba diyeni bile oldu.
Ve bunlar, anlı şanlı televizyon yorumcuları, çok satan gazetelerin köşe yazarları.
Ülkeler için değil sadece. Liderler için de aynı durum aynıdır.
İsim söyleyin, “bir diktatör gösterin” deseler, bu sosyal demokrat arkadaşlar, “Saddam” derler hemen. “Kaddafi” derler. Ya da “Kim Jong-un” derler, “Putin” derler. Arada Çin liderini de gösteren olur?
Ancak, “Salazar” demez hiçbiri. “Franco” ya da “Pinochet” de demez. Bunlardan vazgeçtik, “Hitler” veya “Musolini” diyeni bile duyamazsınız.
Hadi bunlar öldüler, bugün yoklar. O sebeple sözünü etmeye değer görmediler diyelim.
Ya Afganistan’ın, Irak’ın katillerine, IŞİD, El Kadide gibi örgütlerin kurucularına ne demeli? Baba ve oğul Bush’lara, Obama’ya, Biden’e ne demeli?
Diktatöre benzemiyor mu bunlar?
Çocuklarla resimleri var, değil mi?
Ya Libya katili “Sarkozy”ye, ya da sadece Gazze’de 13 bin çocuk öldüren “Netenyahu”ya ne demeli?
Yok, sosyal demokrat arkadaşlar için, bunların hiçbiri diktatör değildir.
Neden peki?
Çünkü diktatör denilen şey, ABD’nin tarif ettiği gibi olmalı.
Amerika’nın askerleri ve tankları topları ile bazen de nükleer bombaları ile demokrasi götürmesine itiraz ediyorsa, olmaz. Diktatör potansiyeli taşıyor demektir.
Amerikan askerine itiraz ediyorsa bile, IŞİD gibi kafa kesicilerine eyvallah demeli mesela.
Ya da Amerikan tekellerinin sömürüsü için pazarlarını sunmuyorsa, yine olmaz.
O da diktatördür.
Kuzey Kore’de, Sosyalist Kore’de Diktatör potansiyeli fazlasıyla var. Ne sınırlarını Amerikan tekellerine açıyor, ne ABD askerlerinin çizmesine topraklarını.
Olmaz böyle. Hiç olmazsa IŞİD’e şirin baksa.
Bir de kalkmış Amerika’ya efeleniyor, “bağımsızlık” falan diyor.
Bizim sosyal demokratlar Amerika’yı bu kadar gıcık eden bir ülkeye, diktatör demesin de ne desinler?
Rusya da öyle…
Sen kalk NATO’ya kafa tut. Rusya’nın parçalanmasını durdur, mazlum ülkelere umut ver.
Bu Rusya ve Putin diktatör değilse nedir?
Gelelim Kaddafi’ye!..
“Arap petrolü Arapların olmalı” demiş, Arap ülkelerini birleştirmeye kalkmış üstelik.
Yani linç edilmesi de ne olsun?
Saddam dersen, ABD ve İngiltere’nin Irak’tan kopararak ayrı bir devlet yaptığı petrol bölgesi Kuveyt’i anavatanla birleştirmeye kakmış mesela.
Şimdi Saddam’ı asmasın da beslesinler mi yani?
Diktatörlüğün dik alası bu!
Bunlar demokrasiden anlamıyor.
ABD dünya jandarması değil mi?
İşgalle olmazsa, karınların ırzına geçerek olmazsa, IŞİD’le MIŞİD’le götürecek demokrasiyi yani.
Evet, kafaları böyle çalışıyor sosyal demokratların.
Stalin’e Hitler’den bile fazla düşmandırlar. Stalin “zalim diktatördür”, ama “Hitler’i anlamak lazımdır. Çocukluğunda travma yaşamış olabilir garibim”.
Amerika kimi hedef tahtasına koymuş, nereyi işgal niyeti varsa, bu arkadaşlar için diktatörlük orasıdır, diktatör o kişidir.
Demokrasi bulamaçlı, cumhuriyet(!) soslu sözlerin arasında, ABD’nin “vur” dediği yeri işaret etmeleri, rahatsız da bu arkadaşları.
Dikkat edin, sağcısı-solcusu, iktidarı-muhalif geçineni ile, hemen her televizyondadır böyle tipler.
Orada yoklarsa, Youtube’de kapmışlardır köşeleri.
“Atatürkçüyüz” demezler zaten. Biri sorarsa açıkça, kıvırdıkça kıvırırlar. Cevaba mecbur kalırlarsa, Atatürkçülük diye “sosyal demokrat” anlamsız bulamaçlar yuvarlarlar.
Dünya savaş tarihinin temel kuralı şudur; “Karşıdaki düşmanı bilirsin. Aşman gerekendir o. Ama asıl aşman gereken, senden görünendir.”
Author Profile
Latest entries
- ana manşet31/12/2024Üç aşamalı çürüme
- ana manşet21/12/2024Beş sopa, bir havuç
- ana manşet11/12/2024Gittiği her yere, kan ve gözyaşı götürdü
- ana manşet29/11/2024İsrail saldırısıyla eşzamanlı altı önemli gelişme