Mahsuni Şerif’in “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana” türküsü, halkın yoksullukla mücadelesini anlatan en güzel örneklerden biridir. Bugün, o türkünün dile getirdiği yoksunluğu sadece dinlemiyor, iliklerimize kadar yaşıyoruz. Asgari ücretle yaşamaya çalışan milyonlarca emekçi, bir ayı diğerine bağlamaya çalışırken, faturalar, kira, gıda, eğitim ve sağlık harcamaları altında eziliyor. İnsan onuruna yakışır bir yaşam hayali, her geçen gün daha da uzaklaşıyor.
Bir kez daha görüyoruz ki Asgari Ücret Tespit Komisyonu, halkın gerçeklerinden kopuk bir masada oturuyor. Pazardan, marketten, bakkaldan ve benzinden haberi olmayanlar; mazot fiyatlarının geldiği noktayı bilmeyenler, asgari ücreti belirliyor. Öte yanda, ödül törenlerinde ihracat şampiyonluğunu kutlayan patronlar var. Onlar servetlerine servet katarken, çalışırken aç kalan işçilerin payına bir kez daha sefalet düşüyor. Bu tabloya daha ne kadar seyirci kalabiliriz?
Türkülerimizden Direnişe
Türküler, halkın sesi ve vicdanıdır. Bugün de halkın çığlığı, türkülere karışıyor. “Bir yer bir bakar, kıyamet ondan kopar” diyen her söz, bu adaletsizliği anlatıyor. Bu çarpıklığa artık dur demenin zamanı geldi. Çünkü hak verilmez, alınır!
Artık sessiz kalmanın bedeli ağırdır. Yaşanan haksızlıkların karşısında susmak, sadece mevcut adaletsizliği onaylamak anlamına gelir. Bu yüzden, susmamak ve harekete geçmek hepimiz için bir görevdir. Umut başka bahara kalmamalı, mücadele şimdi başlamalı.
Yeni Bir Hayat İçin Umudu Büyütelim
Bu düzenin ömrü doldu. Artık ne mevcut iktidar, ne de diğer düzen partileri halkın sorunlarına çözüm üretebilir. Bugünün düzeni, halkı yoksulluğa, açlığa ve çaresizliğe mahkûm eden bir çıkmazdır. Ancak bu çıkmazın karşısında, halkın mücadelesiyle örülen bir yol vardır. O yol, adaletin konuştuğu, emeğin hakkını aldığı, yiğitlerin kuru soğana muhtaç olmadığı bir düzene çıkar.
Türkülerle yoğrulan tarihimiz bize hep aynı mesajı verdi: “Birlik olmadan kurtuluş yok!” Şimdi birlik olmanın, doğru yerde örgütlenmenin, hakkımızı gasp edenlere karşı güçlü bir mücadeleye omuz vermenin vaktidir. Türkülerimiz yalnızca geçmişin ağıdı değil, geleceğin çağrısı olsun. Çünkü türküler sustuğunda, adalet de susar.
Hep birlikte mücadeleye omuz verelim. Umudu başka baharlara bırakmadan, yeni bir hayatın türküsünü hep birlikte yazalım. Bugün attığımız adımlar, yarının direnen türkülerine dönüşsün. Şimdi, işçi sınıfının iktidarını kurmak için harekete geçme zamanı.
Author Profile
