Akp’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde namaz çıkışı yaptığı açıklamalar, AKP’nin yıllardır gizlemeye çalıştığı gerçeklerin artık saklanamaz hale geldiğini göstermektedir.
Erdoğan, Suriye’de faaliyet gösteren terör örgütlerinin saldırılarını “başarı” olarak değerlendirmiş ve bu grupların hedeflerini Şam’a ulaşmak olarak ifade etmiştir. Bu açıklama, Türkiye tarihinde ilk defa bir cumhurbaşkanının bu kadar açık bir şekilde komşu bir ülkedeki terör faaliyetlerini övmesi olarak tarihe geçmiştir.
Bu açıklama, iki temel itirafı da beraberinde getirmiştir:
- Türkiye’nin Suriye’deki terör faaliyetlerini desteklediği bizzat Erdoğan tarafından üstü kapalı olmaktan uzak bir şekilde dile getirilmiştir. Bugüne kadar “muhalif gruplar” adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan örgütlerin, aslında Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden terör çeteleri olduğu açıktır. Erdoğan’ın bu ifadeleri, yıllardır uluslararası arenada reddedilen suçlamaları teyit etmekle kalmamış, aynı zamanda Türkiye’yi bu örgütlerin suçlarına ortak konumuna düşürmüştür.
- Türkiye, bölgesel kamplaşmada ABD ve Batılı emperyalist ülkelerin yanında yer aldığını açıkça ilan etmiştir. Erdoğan’ın açıklamalarında Şam’ı hedef göstererek yaptığı övgü, Batılı ülkelerin bölgeyi istikrarsızlaştırma ve Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçası olarak Suriye’yi parçalama planlarının desteklenmesi anlamına gelmektedir. Bu, Türkiye’nin bağımsız bir dış politika yerine emperyalist projelere hizmet eden bir ülke konumuna düşürüldüğünün itirafıdır.
Bu gerçekler, AKP’nin özüne, yani emperyalizmin emir eri konumuna geri döndüğünü açıkça göstermektedir. AKP, bir dönem “anti-emperyalist” bir söylemle halk desteği toplamış olsa da, son yıllarda attığı adımlarla bölge halklarına ihanet eden politikalar izlemekte ve Batılı güçlerin Ortadoğu’daki taşeronluğunu yapmaktadır. Suriye’deki terör örgütlerinin faaliyetlerini övmek ve hedeflerini destekler bir üslup takınmak, Türkiye’nin bölgedeki her türlü kan ve yıkımdan sorumlu tutulmasına neden olacaktır.
Türkiye’nin bu politikalarla yalnızca komşu ülkelerle ilişkilerini değil, kendi ulusal güvenliğini de tehlikeye attığı açıktır. Erdoğan’ın ifadeleri, Türkiye’yi bölgede daha da yalnızlaştırmakta ve ülkenin uluslararası alandaki itibarını yerle bir etmektedir. Emperyalist güçlerin desteğiyle varlığını sürdürmeye çalışan AKP iktidarı, kaybedenlerin yanında saf tutarak kendi sonunu da hazırlamaktadır.
Ve kaybedenlerin atına binen, onların kaderini paylaşır.
Türkiye halkı, bu ihanet politikalarını unutmayacak; mazlum dünya halkları ise bu tür işbirlikçiliği tarihin karanlık sayfalarına kaydedecektir. Suriye’de yaşanan her yıkımda, akan her damla kanda, emperyalizmin emrindeki terör çeteleri kadar AKP iktidarı da sorumludur. Ancak bu sorumluluk, günü geldiğinde halkların hesap soracağı bir yük olarak AKP’nin omuzlarında kalacaktır.
Author Profile
Latest entries
- ana manşet15/01/2025Emperyalizm ve İktidar: Gaflet, Dalâlet ve Hıyanet Döngüsü
- ana manşet08/01/2025Perde arkasındaki kuklacı: ABD’nin Ortadoğu stratejisi ve Türkiye’deki yansımaları
- ana manşet31/12/2024Türkiye’nin eksen kayması ve BOP’un gölgesinde yeni oyunlar
- ana manşet28/12/2024Suriye’de katliam ve sessizlik: Emperyalizmin ve işbirlikçiliğin iflası