DEM Parti İstanbul Yenikapı’da düzenlediği Nevruz kutlamalarında 68 kuşağının sembol isimleri Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan‘ı, Seyit Rıza ve Şeyh Sait’le birlikte anarak devrimcilerle, gerici ve bölücüleri birleştirmeye çalışması tepki çekti.
Uğurcan Yardımoğlu Odatv’deki yazısında Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan’ın mücadelelerinden örnekler verdiği yazısında şunlara yer verdi:
“DEM Parti’nin İstanbul Yenikapı’da düzenlediği Nevruz kutlamalarında Deniz Gezmiş’in resimlerinin basılı olduğu flamalar kalabalık bir grup tarafından toplanarak yakıldı. Aynı gösteride Abdullah Öcalan’ın da fotoğrafları alana asıldı. Bu olay, Kürt hareketinin geldiği son noktayı ve politik karakterini gözler önüne serdi.
90’lı yıllardan bu yana Türkiye solunu yedeğine almaya çalışan ve 2000’li yıllarda bu hedefine ulaşan PKK ve siyasi uzantıları, 68 kuşağının sembol isimleri Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan’ı yürüttükleri faaliyeti örtmek için kullandılar. Ancak bu Nevruz’da mızrağın çuvala sığmadığı bir an yaşandı. Çünkü ABD’den 40 bin TIR silah ve mühimmat desteği alan YPG/PYD’nin siyasi uzantıları Körfez Savaşı’ndan beri yan yana geldikleri Amerikan emperyalizminin aparatına dönüştü. Bugün, Suriye, Irak, İran ve Türkiye’de ABD stratejisinin taktik uygulayıcısı haline gelen bu hareketin, anti-emperyalizmin simge isimleriyle faaliyetini örtme imkanı kalmadı. Artık kendi kitlesinin bile kabul etmediği bu simgeleri DEM Partililer bütün iki yüzlülüğüyle kullanmaya devam ediyor. Kürt hareketi içerisinde Barzani yanlısı milliyetçilerin bu konuda daha da saldırgan bir tutum alıyor. Sol’un bütün değerlerine açık düşmanlık yapan bu grup da DEM’in düzenlediği Nevruz kutlamalarında yer aldı ve Türkiye’nin bütün yurtsever devrimci değerlerine hakaret etti.
DEM Parti’nin temsil ettiği çizgi ise hala örtülü faaliyet yürütüyor. Örneğin, Denizlerin resmini yaktıktan bir süre sonra DEM’in Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan şunları söyleyebildi:
“Meral başkanla Murat başkan size kimlerin emanetidir biliyor musunuz?
Denizlerin, Mahirlerin, Seyit Rızaların, Şeyh Saitlerin, Demirtaşların, Kışanakların, bedel ödeyen milyonların emanetidir.
Emanetinize sahip çıkın İstanbul!”
İngiliz işbirlikçisi gerici Şeyh Said ve Dersim’deki feodal derebeyliğini cumhuriyete karşı korumak isteyen Seyid Rıza ile Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan’ın isimlerini yan yana anan Tuncer Bakırhan, Deniz’in liderlik ettiği Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) Savunma metnini okumamış olmalı.
68LİLER ŞEYH SAİD HAKKINDA NE DİYORDU?
68 Hareketi esas olarak Türkiye’nin Amerikan emperyalizmine olan bağımlılığını sona erdirmeyi hedefliyordu. Kendilerine ‘İkinci Kurtuluş Savaşçıları’ diyen 68’liler ‘Birinci Kurtuluş Savaşı’na hararetle sahip çıkıyor ve Atatürk’ü savunuyordu. 68’liler Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndan sonra gerçekleştirdiği cumhuriyet devrimini de savundu ve cumhuriyete isyan eden gericileri mahkum etti.
Deniz Gezmiş’in liderliğindeki Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THKO) Ankara Sıkıyönetim Mahkemesine verdiği Savunma’da Şeyh Said ile ilgili şunları söylemişti:
(Mustafa Kemal’in yıktığı saltanat rejimini geri getirmek isteyen feodal kalıntılardan ve karşı devrimcilerden söz ederek) “Eski güçleri zayıftı, tek başlarına iktidara gelecek güçte olmadıkları için, yine tek kurtuluş yolunu dış destekte buldular. Ve zamanın Ortadoğu’daki hâkim devleti İngiltere ile gizli anlaşmaya başladılar. Birinci ve İkinci Meclisteki üyelerin yapıları ve Meclis zabıtları incelendiği zaman bu takımın faaliyetlerini görürüz. Hilafetin tekke ve zaviyelerin kapatılmasına açıkça karşı koymuşlar, 1925 Şeyh Sait isyanı ile şanslarını denemişler, 1926’da İzmir’de Atatürk’e suikast düzenlemişler, fakat başaramamışlar, 1930’larda serbest fırka etrafında birleşmişler, fakat sonradan faaliyetleri yasaklanmıştır. Uzun yıllar devam eden birinci dünya savaşının ve Kurtuluş Savaşımızın ganimetleri ile yüklü oldukları cephede çarpışan yurtseverlerin namusuna kadar el attıkları için rahat durmamakta ve her fırsatı kullanmaktadırlar.”
Savunmada görüldüğü gibi THKO Şeyh Said’i açıkça karşı devrim cephesinde değerlendirmektedir.
68 HAREKETİ NE İSTİYORDU?
68 Hareketi, Türkiye’nin emperyalizme karşı bağımsızlığını kazanması ve yarım kalan Kemalist Devrim’in tamamlanması hedefiyle yola çıkmıştı. 1960’ların sonları Türkiye tarihinin en kitlesel gençlik eylemlerinin yaşandığı, gençliğin işçi grevleriyle ve köylülerin toprak işgalleriyle dayanışma gösterdiği ve aydınların gençlerle buluştuğu bir dönemdir.
27 Mayıs’ın getirdiği yeni anayasanın sağladığı nisbi özgürlük ortamında gelişen gençlik, işçi ve köylü hareketleri Atatürk’ün başlattığı devrime sahip çıkarak sosyalist bir ideolojik çerçevede ilerlemişti.
“ATA’YA UZANAN ELLERİNİZİ KIRACAĞIZ”
1 Nisan 1966… Atatürk heykeline yapılan gerici saldırı üzerine üniversiteli gençler İstanbul, Ankara ve İzmir’de Atatürk’e Bağlılık Nöbetleri tutmaya başlar. Ankara’daki nöbette ise tanıdık bir isim vardır: Mahir Çayan
Çayan, Atatürk Nöbeti’nde şu sözleri söyler:
“Biz bu çirkin saldırılara araç olan uyutulmuş zavallı kişilere değil; bu anlayışın bilinçli, çıkarcı sözcülerine sesleniyoruz. Kuvvetini Atatürk devrimlerinden alan bir gençlik örgütü olarak biz, SBF Fikir Kulübü tüm bu yurtsevmez hareketin karşısında sonuna dek direneceğiz ve Ata’nın büstüne kadar uzanmaya cüret eden ellerinizi kıracağız.”
“BİZ ATATÜRK GENCİYİZ HOCAM”
68 Hareketi’nin doruğa çıktığı üniversite işgalleri sırasında İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin sözcüsü olarak Deniz Gezmiş, Rektör Ekrem Şerif Egeli’yle görüşmektedir, Egeli, öğrencilerin ‘zora başvurduğu’nu öne sürünce Deniz, ‘Biz Atatürk genciyiz hocam’ der.
Deniz Gezmiş, Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’sinde ve Bursa Nutku’nda verdiği görev emrine atıf yapmaktaydı, gençlik Türkiye’nin bağımsızlığı ve özgürlüğü için gerekirse ‘zor’a da başvururdu. 27 Haziran 1968 günü İstanbul Üniversitesi’nde işgal sona erdiğinde öğrenciler rektörlük makanını Egeli’ye geri verdiğinde odasına bir de Atatürk resmi asmıştı. Gençlerin resme düştükleri not şöyledir: “Üniversite boykot savunma komitesinin rektörlüğe hediyesidir.”
ATATÜRK’TEN SOSYALİZME
Üniversite işgallerinde ‘Sağ-sol yok boykot var’ diyen, Atatürk heykelleri önünde nöbet tutan, Milli Petrol kampanyaları düzenleyen, NATO’ya Hayır haftası örgütleyen 698’liler verdikleri mücadeleyi ‘Mustafa Kemal Yürüyüşü’yle sürdürdü.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları 29 Ekim 1969’de Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü düzenlemişti. Yürüyüşün çağrı metni şöyleydi:
“Büyük Türk Milleti!
Atatürk için toplanalım!
Mustafa Kemal’in Milli Kurtuluş idealini yaşatmak için,
Mustafa Kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek için,
Milletçe yabancı uşaklığına düşmekten kurtulmak için,
Tam bağımsız geçekten demokratik Türkiye için,
Gazi Mustafa Kemal’in Milli Kurtuluşçu saflarında toplanalım.!
Yaşasın Türkiye!
Yaşasın yarının bağımsız Türkiyesi için mücadele!“
Yürüyüş, Atatürk’ün ölüm yıl dönümünde 10 Kasım 1968’de Ankara’da sona ermişti.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Atatürk’e bakışı THKO savunma metnine de şöyle yansımıştı: “19 Mayıs 1919 saldırgan emperyalistlere ve onların emrindeki iç düşmana karşı, Mustafa Kemal önderliğinde, Türk halkını örgütlemek için Kurtuluş Savaşının politik anlamda başlangıcıdır. 19 Mayıs 1919, emperyalizme, padişahlığa, hükümete ve köhnemiş devlet yapısına karşı Mustafa Kemal ve arkadaşları önderliğinde yürütülen devrimin başlangıcıdır.”
Deniz Gezmiş ve arkadaşları Mustafa Kemal önderliğinde başlayan mücadelenin kendileri tarafından sürdürüldüğünü defalarca dile getirdi: “Elli sene önce Mustafa Kemal’in hakkında gıyabi idam kararı verilmesi gibi idamımız isteniyor. Gene belirtmekte fayda vardır ki biz de O’na ve halkımıza ihanet edip bağımsızlığımızı tekrar kazanma yolundaki mücadelemizden dönmeyiz…” (THKO Savunma)
68’liler siyasi hayatına Kemalist Devrimci olarak başlayıp bilimsel sosyaliste dönüştü. Yalnız bu geçiş reddetme biçiminde değil sahiplenerek aşma biçiminde ve Kemalist Devrimi tamamlama görevini benimseme şeklinde gelişti.
Son olarak, Mahir Çayan’ın önderliğindeki THKP-C savunmasından bir alıntıyla bitirelim:
“Seçtiğimiz yol, Gazi Mustafa Kemal’in açtığı yoldur,
Onun başlattığı Anadolu İhtilalinin yoludur.
Parolamız, “Ya istiklal, Ya Ölüm!”
Hedefimiz, “İstiklali Tam Türkiye”dir.
Gazi Mustafa Kemal’in yükselttiği tam bağımsız Türkiye bayrağı biz sosyalistlerin ellerinde dalgalanmaktadır”
Author Profile
Latest entries
- ana manşet04/10/2024İngiliz gazetesinden çarpıcı savaş iddiası: Listede Türkiye de var
- ana manşet04/10/2024Ahmet Davutoğlu, PYD’ye Esad’a karşı ayaklanın size özerklik verelim demiş
- ana manşet03/10/2024KYK yurtlarına yemek hizmeti veren AKP’linin firmasının yemeklerinden domuz eti çıktı
- ana manşet03/10/2024Moskova’dan ‘Türkiye’nin BRICS üyeliği’ ile ilgili açıklama