Türkiye, 22 yıldır derinleşen bir toplumsal bir krizin, çözülen üniter devlet yapısının yanında; yolsuzluk, yoksulluk, eğitimin gericileşmesi, güvenlik zafiyeti, uyuşturucu batağı, kadın cinayetleri, mafya ve tarikat ilişkilerinin hüküm sürdüğü bir düzende sıkışmış durumda. ABD’nin Suriye’deki emperyalist planlarına destek sunulan, İsrail’in topraklarını büyütmesine göz yumulduğu bir siyaset tablosu karşımızda. Ülkemizin Cumhuriyet Devrimleri ile kazandığı tüm değerler birer birer aşındırılmış, halkımız umutsuzluğa ve çaresizliğe sürüklenmiştir.
Bugün gençlerimiz işsizlikle boğuşuyor, eğitim sistemi tarikatların tahakkümüne terk edilmiş durumda. Sağlık hizmetleri ticarileştirilmiş, Cumhuriyet’in eserleri olan fabrikalar, sosyal hizmetler birer birer satılmış ya da kapatılmıştır. AKP’nin 22 yıllık iktidarı, yalnızca ekonomik ve sosyal çöküşe değil, aynı zamanda milli iradenin de emperyalizme teslim edilmesine yol açmıştır.
Cumhuriyet Devrimleri’ne karşı ilan edilen bu savaş, yalnızca ülkemizi değil, bölgemizi de tehdit etmektedir. ABD’nin binlerce tır silahla desteklediği terör örgütleri, AKP’nin yanlış politikaları sayesinde Suriye’nin kuzeyinde terör devleti kurma yolunda ilerlemiştir. Bu durum, “ikinci İsrail devleti” tehlikesini gözler önüne sermektedir.
Halkımızın Beklediği Öncü Parti
Peki, çözüm nerede? Halkımızın bugün ihtiyacı olan, yalnızca bir muhalefet partisi değil; gerçek bir öncü harekettir. Yapılan anketler, çok sayıda kararsız seçmenin olduğunu ve halkımızın mevcut sistem partilerinde bir umut görmediğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu, halkın yeni bir seçenek, güçlü bir liderlik arayışında olduğunun kanıtıdır.
Bugün bize düşen görev, bu arayışa yanıt verecek öncü partiyi inşa etmektir. Bu, yalnızca bir siyasi hareketin değil, aynı zamanda halkımızın özlemlerine ve ihtiyaçlarına bir yanıt olacaktır. Cumhuriyet Devrimleri’nin birikimini sahiplenen, halkımızın sorunlarını çözme iradesini gösteren bir parti, bugün her zamankinden daha gereklidir.
Devrimci Miras ve Yeni Bir Gelecek
Bize bırakılan miras, bu mücadelede en güçlü dayanağımızdır. Mehmet Bedri Gültekin’in çalışkanlığı, Kâmil Dede’nin cesareti ve Hasan Yalçın’ın zekası, Sosyalist Cumhuriyet Partisi’nin saflarında ve programında hayat buluyor. Türkiye’nin öncü partisi, halkımızın aradığı umut ışığını yeniden yakmak için mücadele ediyor.
Bugün Türkiye, yeniden anti-emperyalist bir cepheye ihtiyaç duymaktadır. ABD’nin ve NATO’nun dört bir yandan ülkemizi kuşatma çabalarına karşı, Atatürk’ün bağımsızlık iradesini yeniden ayağa kaldıracak bir partinin zamanı gelmiştir. Bu parti, yalnızca Türkiye’nin değil, tüm mazlum milletlerin mücadelesine ilham olacaktır.
Şimdi Güçlenme Zamanı
Bugün, sırtında çantasıyla fedakâr profesyonel devrimci kadroları görevlendirmenin, Samsun’a çıkma iradesini kuşanmanın, Amasya Genelgesi’ni yeniden yazmanın ve Sivas ile Erzurum kongrelerini çağımızın koşullarında örgütlemenin tam zamanı. Halkımızın bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini yeniden yükseltmek, öncü bir partiyle bu tarihsel görevi yerine getirmek boynumuzun borcudur.
Halkımız zor dönemlerde hep bir öncü arayışına girmiştir. Bugün o arayış, belki de hiç olmadığı kadar güçlüdür. Halkımız, zorlukların en büyüğünü aşabilecek güce sahiptir; yeter ki ona doğru bir önderlik sunulsun. Şimdi, geçmişin derslerini bugüne taşıyarak, bu önderliği örgütlemenin tam zamanıdır.
Sosyalist Cumhuriyet Partisi, Cumhuriyet Devrimleri’nin mirasını sahiplenerek halkımızın özlemlerini gerçeğe dönüştürmek için hazırdır. Şimdi, partimizi güçlendirme, halkımızın mücadele azmini büyütme ve Türkiye’nin geleceğini kurtarma zamanı. Bu görev hepimizin omuzlarında yükseliyor. Birlikte başaracağız!
Author Profile
