Türkiye’nin son yıllarda yaşadığı siyasal ve toplumsal dönüşümler, hem iç politikada hem de uluslararası arenada ciddi kırılmalara yol açmıştır. Bu süreçte, ABD’nin ve onun bölgesel planlarının etkisi göz ardı edilemez. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde geliştirilen planların hedefleri, AKP hükümetinin icraatları ve bölgesel aktörlerin pozisyonlarıyla birlikte daha da görünür hale gelmiştir.
Siyasal Alevilik: Tehlikeli Bir Ayrıştırma Stratejisi
Son dönemde sıkça duyduğumuz “siyasal Alevilik” kavramı, Alevilere yönelik tarihi önyargıları ve ayrımcılığı pekiştirmek için kullanılan bir araç haline gelmiştir. Bu kavramın, AKP trolleri ve sosyal medya propagandacıları tarafından dolaşıma sokulduğu açıktır. Amaç, Alevileri yalnızlaştırmak ve bu topluluğa yönelik katliamları meşrulaştırmak için kamuoyunda olumsuz bir algı yaratmaktır.
Bu söylem, yalnızca toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmekle kalmamakta, aynı zamanda bir yandan radikal örgütler ve Atlantik merkezli projeler için zemin hazırlamaktadır. BOP’un bölgesel hedefleri düşünüldüğünde, etnik ve mezhepsel ayrışmanın kışkırtılması, bu planın en önemli adımlarından biridir. Türkiye, Alevi ve Sünni ayrışması üzerinden istikrarsızlaştırılmak isteniyor.
BOP’un Türkiye’ye Yönelik Yeni Hamleleri
AKP hükümetinin 2000’li yıllardan bu yana izlediği politikalar, Türkiye’nin Atlantik kuvvetlerine teslimiyetini pekiştirmiştir. Tayyip Erdoğan’ın, BOP eş başkanı olduğunu açıkça dile getirmesi, bu projenin Türkiye’yi de kapsayan hedeflerini deşifre etmektedir. Irak, Suriye ve diğer komşu ülkelerde yaratılan kaosun bir sonraki adresi olarak Türkiye’nin işaret edildiği artık sır değildir.
HTŞ (Heyet Tahrir el-Şam) gibi radikal örgütlerin bölgede etkinliğini artırması, bu projelerin taşeronları olan yapıların Türkiye’ye yönelik tehditlerini artırmaktadır. Türkiye hükümetinin bu örgütlere karşı net bir tavır koymak yerine, kimi zaman sessiz kalması ya da dolaylı destek sağlaması, bu tehlikeli gidişatın bir parçasıdır. Türkiye’nin sınır bölgelerinde artan radikal gruplar, ülkenin güvenliğine yönelik büyük bir tehdittir.
PKK ve Abdullah Öcalan’la Yeni Süreç: Emperyalizmin Yeni Tuzağı
Abdullah Öcalan’ın yeniden gündeme getirilmesi ve hükümet tarafından başlatılan yeni süreç, BOP’un başka bir adımı olarak okunmalıdır. PKK’nın bölgedeki varlığı, hem ulusal güvenlik hem de toplumsal barış açısından ciddi bir sorun teşkil ederken, bu sürecin asıl hedefinin Türkiye’nin bölgesel ve iç istikrarını bozmak olduğu açıktır.
Öcalan’la yürütülen görüşmelerin, Türkiye’nin ulusal bütünlüğüne yönelik bir tehdit oluşturduğu ve bu sürecin Atlantik kuvvetlerinin kontrolünde şekillendiği düşünülmelidir. BOP’un nihai hedefi, etnik ve mezhepsel farklılıklar üzerinden Türkiye’yi parçalamaktır. Emperyalistlere biat etmiş işbirlikçilerin bu plan arkasında sıraya girmiş olmaları durumun vehametini ve varılmak istenilen amacı açıkça ortaya koyuyor.
AKP’nin Sorumsuz Politikaları
AKP hükümetinin dış politikada ABD’ye ve Atlantik merkezli güçlere teslim olmuş tavrı, Türkiye’yi bağımsız karar alma yetisinden mahrum bırakmıştır. Uluslararası alanda yalnızlaşan Türkiye, bölgesel projelerin piyonu haline gelmiştir. Suriye politikası, bunun en somut örneğidir. HTŞ ve benzeri radikal örgütlerin güçlenmesine zemin hazırlayan politikalar, hem Türkiye’nin hem de bölgenin güvenliğini tehlikeye atmaktadır.
Sonuç: Milli Birlik ve Bağımsızlık İçin Mücadele Zorunlu
Türkiye’nin içinde bulunduğu bu kritik süreçte, toplumsal ayrışmayı körükleyen her türlü söylemden uzak durulmalıdır. Alevi-Sünni ayrımını körüklemek, yalnızca BOP’un işine yarayacaktır. Emperyalist merkezlerin proxy örgütlerine karşı net bir tutum alınmalı, bu yapıların Türkiye’yi hedef alan projelerde taşeron olarak kullanıldığı ve kullanılacağı gerçeği unutulmamalıdır.
ABD’nin ve Atlantik merkezli güçlerin oyunlarını bozmanın yolu, milli birlikten geçmektedir. Türkiye, kendi iç dinamiklerini güçlendirmeli, dış politikada bağımsız bir çizgi izlemelidir. Aksi takdirde, BOP’un bir sonraki kurbanı Türkiye olacaktır. Bu mücadele, sadece siyasi bir tercih değil, aynı zamanda bir varlık yokluk meselesidir.
Author Profile
