İktidarın övünerek dillendirdiği “Türkiye Yüzyılı”nda asıl gerçek, ülkemizin üç büyük bela ile karşı karşıya olduğu gerçeğidir.
İktidarın gizlediği, ana muhalefetin görmezden geldiği, yavru muhalefetlerinse algılayamadığı bu gerçek, cumhuriyet tarihinin en büyük, en ciddi sorunlarıyla karşı karşıya olduğumuzdur.
Önem sırasına bakmadan sorunları özetleyelim;
BÜYÜK KRİZ
Cumhuriyetin ekonomik varlıklarının yok edilmesi, kamucu, halkçı ve planlı modelin terk edilerek vahşi kapitalizmin yerleştirilmesi, hem emperyalist tekellere sınırsız sömürü sahası yarattı, hem de ülkemizin ekonomik olarak çökertilmesini sağladı.
2008’de başlayan son kriz tamamen bu sebepledir ve 2024 sonbaharında tırmanarak büyüyeceği görülmektedir.
Derinleşen kriz, bütün milli sınıf ve tabakaları etkileyecek, kitlesel yoksullaşma ve toplumsal çürümeyi birlikte getirecektir. Sanayici, tüccar ve esnafın kapısında olanın da iflaslar, icralar, kepenk kapatmalar olacağını görmek zor değil.
Yeni dönem, doğal olarak büyük halk hareketlerine, kitlesel işçi eylemlerine de davet çıkaracaktır.
EMPERYALİZMİN SİLAHLI TEHDİDİ
Ülkemiz, bizzat Amerikan emperyalizminin üzerimize çevirdiği silahlı tehditle karşı karşıyadır
Son 40 yılda Türkiye, Amerikan emperyalizminin Yunanistan, Adalar, Bulgaristan, Romanya, Gürcistan, Kıbrıs, Suriye ve Irak’a kurduğuaskeri üslerle ve oralara yerleştirdiği silahlarla kuşatılmış durumdadır. ABD buralardaki üslerden üzerimize çevirdiği silahları ile açıkça ülkemizi ve milletimizi tehdit etmektedir.
Bu açık tehlikeyi görmek istemeyen iktidar ve muhalefet, gaflet ve dalalet içindedirler.
Öte yandan silahlı tehdit büyürken Türk Ordusunun sayısal gücü ve Mehmetçiğin yapısı ile yapılan oynamalar ise, başka bir gaflet ve dalalet olarak yaşanıyor.
EMPERYALİST BÖLÜCÜLÜK TEHDİDİ
Bir yanda İsrail, ABD desteğinde topraklarını genişletmekte, pervasız saldırılarını sürdürmektedir.
Öte yanda ABD’nin 40 yıldır bölgemizde kurmaya çalıştığı ikinci İsrail, Türkiye için ciddi bir tehdit noktasına ulaşmıştır. Türkiye’ye yönelen emperyalist bölücü tehdit, hiç bu kadar ciddiyet kazanmamıştı.
ABD, Irak’ı işgal ederek kuzeyinde Barzanistan kurulmasını sağladı. 79 bin kilometrekare yüzölçümü, 7 milyon nüfusu olan bölge ve ABD’nin eğittiği, silahlandırdığı Barzanistan…
Barzanistan’a, ABD işgali altında yapılan Irak Anayasası ile meşruiyet de kazandırıldı.
İkinci İsrail planında diğer hamleyi Suriye’de görüyoruz. ABD, IŞİD ve YPG/PYD saldırısı ve on binlerce TIR dolusu silah desteği ile Suriye’nin üçte birini işgal ederek, Fırat’ın doğusunda ABD-YPG bölgesi kurdu.
Suriye devleti, bu işgale rıza göstermemekle birlikte, tek başına söküp atamıyor ve ABD giderek yerleşiyor.
Türkiye’de ise PKK, hem iktidarın hem de muhalefetteki çok sayıda partinin gizli ya da açık görüşmeler yaptığı örgüttür. PKK’nın Mecliste partisi ve belediyeleri vardır.
Türkiye-Suriye-Irak-İran arasında güçbirliği yapmak mümkün ve zorunlu iken, böyle bir güçbirliğini Rusya ve Çin’in de desteklemesi olanağı varken, AKP iktidarının aymazlığı yüzünden bu ittifak sağlanamıyor ve İkinci İsrail tehlikesi her geçen gün daha da büyüyerek ete kemiğe bürünüyor.
Dahası Türk milletinin kapısındaki yangın, daha da yaklaşıyor.
*
“Türkiye Yüzyılı” denilen tiyatro, işte bu gerçekleri gizlemektedir.
Bu koşullarda belalarla baş etmek ise, ancak şu üç koşulun tamamlanması ile mümkündür;
1-) Türkiye, sosyalistlerin güçbirliği yapmasının şart olduğu sürece girmiştir
2-) Türkiye, Kemalistlerle Sosyalistlerin güçbirliği yapmasının şart olduğu sürece girmiştir.
3-) İşçi sınıfının vatansever ve birleştirici özelliğine, en fazla ihtiyaç duyulan sürece girilmiştir.
Author Profile
Latest entries
- ana manşet02/11/20245 yılda 434 şirketimizi ele geçirdiler
- ana manşet23/10/2024Yabancı tekellerin büyük işgali!
- ana manşet25/09/2024Yasalara göre işçinin sendikal hakları
- ana manşet23/09/2024İntihal ya da aşırma…