Yakınımdaki sinagogta güvenlik önlemleri artırıldı. Geçmişteki 7/24 polis korumasına zırhlı araç eklendi.
Sinagoglar Musevilerin ibadethaneleri.
İsrail ne zaman saldırganlaşsa sinagogların korunmasında ek önlemler alınır.
Yüzyıllardır Türkiye’de yaşam süren Musevi yurttaşların hemen hiçbirinin Türkiye Cumhuriyeti’yle sorunu yoktur. Kimilerinin has Türk olarak tanımladığı pek çok kişinin Türkiye’yle çok daha sorunlu olduğu her nedense göz ardı edilir.
İtalya’yla mı sorunumuz oldu? Meydanlara çıkar İtalyan kravatı ya da motosikleti yakarız. Benzer yöntemi diğer ülkelere de uyarlamakta sakınca görmeyiz.
İsrail’in emperyal güdümlü saldırganlığı birilerini sinagoglara yöneltmiş olmalı ki polis önlemleri sıkılaştırdı.
Bu örneklerin her birisi Türk toplumunun tümünün değil ama küçük de olsa bir kesiminin nedensellik ilişkisi kurmaktan ve çözümleyici düşünceden yoksunluğunun gösteresi olması bakımından kaygı vericidir.
Bu son derece sorunlu bir eğilimdir. Hatta, toplumsal hastalıklarımızdan biridir.
Filistin duyarlılığımızın yansıtılması için başka pek çok başlık olsa da Musevilerin dinsel mekânlarına odaklanmak kolaycılık olduğu kadar bilinçsizlik ürünüdür.
İsrail’e tepki göstermek hiç kuşkusuz insanlık görevidir.
Avrupa’nın uzak köşesindeki İspanya’nın gösterdiği tepkinin başkalarınca da ve özellikle de bölge ülkelerince gösterilmesi gerekir.
Her şeyden önce iğneyi kendimize batırarak başlamalıydık!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsrail, gözünü Türkiye’ye dikecektir” anlamına gelen sözleri sonrasında kendimize ve elbette bizleri yönetenlere sorulması gereken birkaç soru belirdi zihnimde.
KÜRECİK-İNCİRLİK-CEYHAN
İsrail’in hava savunması için çok değerli bilgileri Kürecik’ten edindiğini sağır sultan duydu.
İncirlik’in İsrail için yaşamsal önemde lojistik/stratejik öneme sahip olduğu bilinmeyen bir durum değil.
Ceyhan’dan giden akaryakıt olmasa İsrail bu denli rahat olabilir miydi?
İsrail’in doğrudan Anadolu topraklarına yönelmesi söz konusu olamaz. Ama, güney sınırlarımızın yakınında konuşlandırılmış olan ayrılıkçı terör örgütlerinin ABD’nin silahlı kara gücü oldukları anımsandığında İsrail’in bu örgütleri, bu örgütlerin de İsrail’i doğal bağlaşık sayması şaşırtıcı olmayacaktır.
SURİYE’YLE EL SIKIŞMAYI ERTELEMEK
Durum bu denli ortadayken ülkemizi yönetenlerin Suriye’yle el sıkışmayı sürüncemede bırakmış olması sorgulanması gereken bir başka can alıcı konudur.
Emevi camisinde namaz hevesi olanaksızlaşalı çok oldu oysa. Buna karşın, Suriye’yle anlaşmayı ötelemek İsrail’e hizmet değilse nedir?
YABANCILARA TOPRAK/TAŞINMAZ SATIŞI
AKP iktidarının yabancılara toprak ve taşınmaz satışı konusundaki olası özensizliği pek çok kez dile getirildi. Buna karşılık konuyla ilgili olarak kamuoyu doyurucu biçimde bilgilendirilmedi. Yeri gelmişken Anadolu’da gözü olan devletin vatandaşlarına yapılan toprak satışlarının sorgulanması gerekmez mi?
Hem de yanı başımızdaki İsrail devletinin kuruluşunda payı olan toprak ediniminin önemi biliniyorken.
“Kahrolsun İsrail” demek işin kolayı. Böyle demekle ne İsrail’in ne de başkalarının kahrolduğu görülmedi.
Anlık duygusal patlamalar saman alevine benzetilebilir. Yanmasıyla sönmesi birdir bu türden tepkilerin.
Bizlerin ayrılmaz parçası olmuş Musevi Türklerin sinagoglarına saldırı olasılığının ikide birde gündeme gelmesi hiç de sağlıklı değildir.
Nedensellik bağı kuramayan kafaların ürünü bu türden anlık tepki olasılığı bile aklımızı kullanmaktan kaçındığımızın göstergesidir.
İslâm dünyasının İsrail’in varlık göstermeye başladığı 3 çeyrek yüzyıldır aklını kullanmaktan kaçınması kötü alışkanlığının akıl üzerine kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’ndeki kimilerini de etkisi altına almış olması düşündürücü olduğu kadar üzücüdür.
Author Profile
Latest entries
- ana manşet30/11/2024Tarih aklayıcılığı
- ana manşet23/11/2024Sesimi duyan var mı?
- ana manşet19/11/2024İlmiye Çığ’a saldırmanın dayanılmaz hafifliği
- ana manşet18/11/2024Çocukları koruyamamak