Ya yeni oyunun kurulması sürecini başlattı ya devam eden oyunu bozdu. Ama hep kritik dönemeçlerde görev aldı ve hakkıyla verilen görevi ifa etti.
Baktığınızda kişi olarak, birikim olarak ne böyle bir yeteneği, ne böyle bir gücü var. Ama ne hikmetse müdahaleleri hep büyük sonuçlara yol açtı. Oysa ki arabesk dinleyip, tespih çekme pozları vermekten öte bir mahareti yok.
Lafı söyleyene değil, söyletene bakmak gerekir.
Tüm olmayan niteliklerine rağmen kendisini harekete geçiren, hizmetinde olduğu mahfillerden aldığı güç ile yaptığı hamleler kendisinden beklenmeyecek sonuçlar doğurdu. Hükümetler devrildi, seçimler kaybedildi, yeni hükümetler kuruldu ve yine o güç odaklarının büyük projelerine hizmet edecek plan işledi. Yapısı ve varlık sebebi gereğince sadece tetiği çekendi; tetiği çekti.!
Bugün yine ve yeniden kendisine verilen görevi ifa etmenin, sadakatini ispatlamanın heyecan ve telaşıyla kürsüye çıktı ve aslan sesi çıkarmaya özenen minnoş kedi misali kükredi(mi?).
Ne oluyor?
Dünya ve bölge konjonktüründen bakıldığında aslında kurulan oyun ortada. Daha doğrusu kurulan oyunda verilecek görev ve bu göreve talip olanlar dün itibariyle hızla yerlerini almaya başladılar. Kapıya dayanan 3. Dünya Savaşı artık bir komplo teorisi olmaktan çıktı. Dünya koşar adım savaşa gidiyor. Atlantikçiler tüm tuşlara basmaya başladılar. Ukrayna, Tayvan, Filistin-İsrail, İran, Lübnan ve devamı gelecek. Elbette karşı cephe de hazırlıklarını yapıyor. BRICS çalışmaları sona yaklaşıyor, Yemen, Hizbullah, Hamas, İran direniyor, Afrika ayağa kalktı, Kore hazır bekliyor.
Türkiye?
Meselenin düğümlendiği nokta, en azından bizim için. Bugüne kadar Abdülhamitçilik oynayan Akp iktidarı şimdi yol ayırımında. Öyle herkese mavi boncuk dönemi bitti. Oyun oynayacak ne zaman var ne ortam. Herkes tarafını seçmek zorunda. Savaş geldi kapıya dayandı. Bulunduğu konum ve potansiyel nedeniyle özellikle Rusya karşı tarafa itmemek için bugüne kadar Akp iktidarının bu çocukça oyununu görmezden geldi. Ama muhtemelen Kazan’da artık kazan kaynayacak ve ip kopacak. Tarafını seç diyecekler. Yok öyle hem oradayım hem burada.
İşte tam da bu sırada sahibinin sesi ‘derin gırtlak’ ses verdi. Lafa gelince mangalda kül bırakmayan eli tespihli, yandan çarklı külhanbeyi bozması kürsüden zeytin dalı uzatan barış güvercini oldu. Soru: Bayram değil seyran değil enişte bizi niye öptü?
Yeni anayasa, baro seçimi, ülkeyi poker masası zannederek ‘el yükselten’ muhalefet lideri, İsrail bize saldıracak vaveylası koparan Akp genel başkanı daha neler neler..bir yol döşeniyordu, kör balıkçı bile gördü. Dış tehdit arttı, iç cepheyi sağlama almalıyız diyecekler ve halka böyle yedirmeye çalışacaklar esas zokayı. Oysa Kürecik üssü orada duruyor. Bilmiyorlarsa söyleyelim İsrail’in ve ABD’nin gözü kulağı Kürecik üssü Malatya’nın Kürecik ilçesinde. Hodri meydan.!
Gelmekte olan BOP’un ayak sesleri. Her şey aslına rücu ediyor. Ve katil cinayet mahaline geri dönüyor. Var oluşunu ve varlığının devamını Atlantik’e borçlu olanlar diyet ödemek üzere sıraya girdiler. Her biri önden yer kapma telaşında. Asıl savaş ise barış söylemleri ile dizayn edilmekte. Sahi kim istemez ki barışı. Ama kanla beslenenlerden, kandan iktidar, mevki, makam, dünyalık devşirenlerin inanmayın öyle barış palavralarına. Her fırsatta zehirli dilleri, zehirli fikirleri ve zikirleri ile kan akıtanlar; kardeşlik sofrasına kan doğrayanlar barış falan değil esas savaşa hazırlanıyorlar. Onlar kardeşliğe, birliğe, beraberliğe düşman. Onlar insana ve insana dair her şeye düşman.
Son soru:
Her yanımız Suriyeli, Pakistanlı, Nijeryalı dolu. Nereye gitsek, nereye baksak mutlaka denk geliyoruz. Biri olmasa diğerine. Peki o sınırlardan askeri düzende geçen onbinlerce her hallerinden profesyonel eğitimli olduğu belli olan 20-40 yaş arası Afganlara rastlayan var mı? Afganlar neredeler, nerede barınıyorlar, ne yiyorlar, ne iş yapıyorlar?
Dün kürsüden ses veren muhteremin söylediklerini, söyleyemediklerini dünya ve bölge konjonktüründen ayrı düşünemeyiz.
Hep önden ve çok önceden başlarlar gidecekleri ya da kendilerine gösterilen yolların taşlarını döşemeye. Önce organik tarım yapacağız (hem de ‘organik’ kulağa ne hoş geliyor değil mi?) diyerek Suriye sınırındaki mayınları temizlediler, sonrasında Suriye’de olanlar ve yaptıkları hepimizin malumu. Sonra bir sabah uygun adım yürüyen genç erkek kalabalıkları geçti sınırlardan. Görmezden, duymazdan, bilmezden geldiler. Merak da etmediler. Uygulamaya konulan plandan haberdardılar. Kendilerine biçilen rolün gereği ne sordular ne soranlara cevap verdiler. Gelenler ise sırra kadem bastılar. Ya da ‘büyük gün’ için hücrelerinde uykuya çekildiler.
Büyük resim netleşirken, büyük bir cisim hızla yaklaşıyor…
Yazımı yazarken Ankara Kazan’da bulunan Tusaş’a terör saldırısı yapıldığı haberi geldi. İlk aklıma gelen Atlantik terör çetesi Rusya Kazan’daki görüşmeye Ankara Kazan’dan mesaj yolladı oldu.
Author Profile
Latest entries
- ana manşet01/12/2024Halep saldırısı: Bölünme tehlikesi ile yüzleşen Türkiye
- ana manşet23/10/2024Sahibinin sesi
- ana manşet05/10/2024Beyni iğdiş edilmişler ve direnenler
- Yazarlar15/07/2024Katiller “demokrasi”si