ABD Başkanı Joe Biden 9-11 Temmuz tarihlerinde Washington’da NATO liderlerine ev sahipliği yapacak. Zirveye Cumhurbaşkanı Erdoğan da katılacak. Zirveye Asya-Pasifik ortakları Avustralya, Japonya, Yeni Zelanda ve Güney Kore liderleri ve Zelenski de davet edildi.
Karadeniz’e, Batı Balkanlar’ın tamamına özel bir vurgu yapılacak
Hem Asya-Pasifik NATO ortaklarının ve Zelenski’nin davet edilmesi hem de Stoltenberg’in İran-Çin-Kuzey Kore’nin Rusya’yı desteklediklerini otoriter aktörlere karşı dostlarla yakın işbirliğinin önemli olduğunu belirtmesi zirvenin odak noktalarını işaret ediyor. Ayrıca, Genel Sekreter Yardımcısı Mircea Geoana açıklamasına göre “Karadeniz’e, Batı Balkanlar’ın tamamına özel bir vurgu yapılacak.” Geoana’nın bu açıklaması önümüzdeki dönemde mevcutlara ek olarak nerelerde kazan kaynatılacağını işaret etmesi açısından da önemli.
Ortam puslu
Ancak NATO’nun 75. yıldönümü, organizatörler için belirsizlikler-zorluklar içeren bir süreçte yapılıyor.
Ukrayna’ya asker gönderilmesi gerektiğinin ateşli savunucusu Macron seçimleri ikinci turda yaptığı ittifaklar-aday çekmelerle ancak ikinci olarak tamamlayabildi. Fransa’da koalisyon dönemi başlayacak gibi görünüyor ve seçim öncesine göre işler daha zor olacak.
Alman Başbakanı Scholz, hem ekonomik zorluklarla hem de sağ kanattan AfD sol kanattan BSW’nin sert muhalefetleriyle boğuşuyor. Nitekim geçtiğimiz haftalarda basında, bir parti etkinliğinde Macron ile mesajlaştıklarını ve “Gerçekten iç karartıcı olan durumu” tartıştıklarını söylediği haberi yer almıştı.
ABD’de ise seçimler yaklaşıyor ve Trump’ın NATO ile ilgili söylemleri Trump kazanırsa ne olacak endişelerini artırıyor. Trump-Biden arasında CNN’de yapılan röportajın yankıları hala devam ediyor ve Biden’in sağlık durumu nedeniyle seçime katılır ve seçilirse yönetme yetilerinin olup-olmadığı sadece ABD de değil tüm dünyada tartışılıyor. Seçimden çekilirse de aday kim olacak tartışmaları sürüyor. Her ne kadar yaşanan süreç bize Kamala Harris’in seçilmesini garantilemek için sergilenen bir tiyatro oyunu gibi gelse de ortam puslu.
Zirveye İngiltere’den de geçen hafta yapılan seçimlerinin galibi Keir Starmer katılıyor. ABD ile birlikte Irak’ı işgal eden Tony Blair’in partisi olan İşçi Partisi başkanı Starmer, seçilir seçilmez Ukrayna’ya tam desteğini açıklamıştı. Ancak gözler 14 yıllık bir döneme son veren Starmer’in üzerinde.
NATO’nun koç başı ülkelerindeki bu durumlar dikkate alındığında zirvede hangi kararlar alınacak, alınan kararlar hayata geçirilebilecek mi, ne zamana kadar geçerli olacak?
Avrupa, ABD’nin pozisyonunu kopyalıyor
Macaristan tam cepheden muhalefet ediyor. Art arda Zelenski-Putin ve Xi ile görüşen Macaristan Başbakanı Viktor Orban, dün Bild ile yaptığı röportajda Rusya’nın yenilgiye uğrama olasılığının çok düşük olduğunu, Çin’in Ukrayna-Rusya savaşı için bir barış planı olduğunu ama ABD’nin savaşı sürdürmek için her şeyi yaptığını söyledi. “Ve Avrupa, kendi stratejik yaklaşımını izlemek yerine, ABD’nin pozisyonunu kopyalıyor,” dedi.
Ukrayna NATO’ya davet edilmeyecek
Çek Cumhurbaşkanı Petr Pavel toplantı öncesinde Time ile yaptığı röportajda “Açıkçası, nihai hedef Ukrayna’nın, Kırım dahil, toprak bütünlüğünün ve egemenliğinin tam olarak yeniden sağlanmasıdır, Ancak hepimiz bunun kolay bir iş olmadığının farkındayız. Öngörülebilir bir gelecekte de gerçekleşmeyecek.” dedi. Ukrayna’nın Washington’da üye olmaya davet edilmeyeceğini söyleyen Pavel, Ukrayna’nın NATO üyesi ülkelerin her biri ile ayrı ayrı güvenlik anlaşması yapmasının ir saldırı durumunda tüm üyelerin birbirlerini savunmasını taahhüt eden NATO’nun kuruluş antlaşmasının 5.Maddesine alternatif olamayacağını belirtti ve “Beşinci Maddeye veya NATO’ya herhangi bir ikame sağlayamayız ve sağlamak istemiyoruz” dedi.
Bu durumda Zelenski’nin yılbaşından beri imzaladığı ikili güvenlik anlaşmaları umduğu yere çıkmayacak gibi görünüyor.