Biz, bu güzel yurdun her köşesine kök salmış özgürlük sevdalıları, tam bağımsız ve demokratik bir Türkiye hayaliyle yaşıyoruz. Bu hayal, sadece bir siyasi sistem arayışı değil, aynı zamanda bir halkın onurunun, emeğinin, değerlerinin korunmasıdır. Bizler için bu topraklar, binlerce yıllık kültürün, kardeşliğin ve azmin vatanıdır. Bu sebeple, özgürlüğümüzü ve demokrasimizi savunmak, sadece kendimiz için değil, bizden sonra gelecek nesiller için bir görevdir.
Ancak aynı topraklarda, bu özgürlüğün, bu eşitliğin, bu kardeşliğin karşısında duran bir hayal de var: Teokratik bir devlet kurma hayali. Bu hayali besleyenler, toplumun farklılıklarını bir zenginlik değil, bir tehdit olarak görür. Kadınların gülüşünden, çocukların hayallerinden, özgür düşüncelerden, bilimin ışığından korkarlar. Ve elbette, bu hayalleri önündeki en büyük engeli de net bir şekilde görürler: Mustafa Kemal Atatürk ve onun bize bıraktığı o büyük miras.
Onlar için Atatürk sadece bir lider değil; bir simge, bir duruş, bir direniştir. Onun açtığı yol, karanlığa meydan okuyan bir ışıktır. Bu yüzden ondan ve onun fikirlerinden korkuyorlar. Çünkü biliyorlar ki o ışık, halkın kalbinde hiç sönmeyen bir meşale gibi yanmaya devam ediyor.
Evet, korkun. Çünkü bu topraklarda Mustafa Kemal’in askerleri asla bitmez. Bizler, onun cesaretini, kararlılığını ve insana olan sevgisini miras almış bir nesiliz. O, bir liderden öte bir ruh, bir inançtır. Ve bu ruh, bir kişiden ya da bir dönemden ibaret değildir. Bu ruh, bu ülkenin dağlarında, ovalarında, şehirlerinde; anaların dualarında, çocukların gözlerinde ve geleceğe olan umudumuzda yaşamaya devam ediyor.
Biz, her sabah güne onun bıraktığı mirasa sahip çıkma kararlılığıyla uyanıyoruz. Bu miras, barış içinde bir arada yaşamak, düşüncelerimizi özgürce ifade etmek, bilimi ve eğitimi yüceltmek, doğayı ve insanı sevmektir. Bu miras, bu toprakların geleceğidir.
Ve biliniz ki, Mustafa Kemal’in askerleri, sadece üniforma giymiş kahramanlar değildir. Onlar, kalemiyle gerçeği savunan bir yazar, sesini yükselten bir öğretmen, bir annenin umudu, bir öğrencinin hayalidir. Onlar bu ülkenin vicdanıdır, geleceğe olan inancıdır.
Korkun. Çünkü biz buradayız. Ve bu topraklarda, özgürlüğün, eşitliğin ve adaletin savunucuları asla bitmeyecek.