Moskova’daki Crocus City Holl konser salonuna bir grup girdi. Tıpkı 2016 yılındaki İstanbul Atatürk Havalimanı terör saldırısında olduğu gibi doğrudan insanların üzerine makineli tüfeklerle ateş açtı, yangın çıkardı. Sonra beyaz bir Renault arabaya binip kaçtılar. Kamera görüntülerine göre arabada yüzlerinde maskeleri yok.
Binanın üçte biri yandı, çatısı çöktü. İlk açıklamalara göre aralarında çocukların da olduğu 60 kişi öldü.
Batı yine IŞİD dedi ama …
Saldırının ardından ABD’den açıklama geldi. Beyaz Saray’dan John Kirby “Şu anda saldırıda Ukrayna’nın ya da Ukraynalıların parmağı olduğuna dair bir kanıt yok” dedi. Hatta “Moskova ve Rusya’da Sayın Putin’in ülkeyi yönetme biçimini kabul etmeyenlerin olduğu açık” da dedi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zaharova telegram hesabından bu açıklamaya sert bir şekilde karşılık verdi. “Beyaz Saray, Moskova’daki terör saldırısına Ukrayna veya Ukraynalıların karıştığına dair herhangi bir belirti görmediğini söyledi. Washington’daki resmi yetkililer trajedinin orta yerinde hangi temele dayanarak kimin katılmış olmadığına dair çıkarım yapıyorlar? Eğer ABD’nin elinde bu konuda güvenilir bilgiler varsa veya mevcutsa derhal Rusya tarafına iletmeleri zaruridir. Ve eğer böyle bir veri yoksa Beyaz Saray’ın kimseye hoşgörü gösterme hakkı yoktur. Rusya liderliğinin belirttiği gibi olaya karışan herkesin kimliği yetkili makamlar tarafından belirlenecek”
Sonra Reuters’da, ismi açıklanmayan bir Amerikalı yetkiliye dayandırılan, saldırının IŞİD tarafından yapıldığına dair istihbarat olduğu haberi yer aldı. Ve dün gece yarısından sonra IŞİD terör eylemini üstlendi. Üstlenme haberini Fransa duyurdu. ABD’li yetkililer CBS News’e ABD’nin IŞİD’in saldırının sorumluluğunu üstlendiği iddiasını destekleyecek istihbarata sahip olduğunu ve Washington’un “bu iddialardan şüphe etmek için hiçbir nedeni olmadığını” söylediler.
Ancak kendini akıllı zanneden Batı gene tongaya düştü. Siyaset bilimci Sergei Markov’un açıkladığına göre “Bir hata yaptılar; IŞİD’in eski haber formatını kullandılar.” Nitekim Kremlinden henüz teröristlerin yakalanmadığı açıklaması geldi.
Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Medvedev telegram kanalında “Teröristler yalnızca misillemeden anlarlar…Bunların Kiev rejiminin teröristleri olduğu tespit edilirse, onlarla ve ideolojik ilham verenlerle farklı şekilde baş etmek imkansızdır. Hepsi terörist olarak bulunup acımasızca yok edilmelidir. Bu vahşeti gerçekleştiren devletin yetkilileri de dahil.” açıklaması yaptı.
IŞİD terör örgütünün ne olduğunu, kimin kurduğunu, kimin kontrolünde olduğunu herkes biliyor. Hatırlarsınız bu maşa örgüt, Ocak ayında da Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin mezarı yakınında düzenlenen tören sırasında canlı bombalı saldırı yapmış ve 84 kişi hayatını kaybetmişti.
Rusya devlet aklı maşaya değil maşayı tutan ele bakacaktır.
Rusya’ya tehdit
Putin’in, gazeteci Tucker Carlson ile yaptığı ve dünya çapında yankı uyandıran röportajında Kuzey Akım Boru hattını kimlerin patlattığına, kimlerin ulusal çıkarlarına ters olmasına rağmen bu olayı örtbas etmeye çalıştığına yönelik açıklamaları Batıyı oldukça rahatsız etmişti.
Bu ayın başında da Rusya, Alman Hava Kuvvetleri Komutanı Ingo Gerhartz ile üst düzey üç askerin, Şubat ayında, Taurus füzelerinin Rusya’nın Kırım’da inşa ettiği Kırım Köprüsü’nü teknik olarak imha edip edemeyeceği ile ilgili yaptıkları video konferans görüşmelerinin ses kaydını yayınlamıştı. Almanya Savunma Bakanlığı, böyle bir video konferansın yapıldığını doğrulamış ve kaydın bir dinleme faaliyeti sonucunda elde edildiğini tahmin ettiklerini söylemişti.
O gün bu gündür Rus istihbaratının Batılı istihbaratlardan üstünlüğü konuşuluyor, neyi ne kadar bildiği merak ediliyor.
Batı, Putin’in ezici bir çoğunlukla yeniden Devlet Başkanı olarak seçilmesi ile aynı haftada bu terör eylemini organize ederek “Rusya’ya, senin başkentinde senin haberin olmadan eylem yapabiliriz” mesajı vermek istemiş olacak. Ancak anlaşılan o ki bunu da eline yüzüne bulaştırdığını anladı ve panikle ABD kanadı “Ukrayna değil”, Fransa kanadı “IŞİD” açıklaması yaptı.
NATO neye hazır olduğunun farkında mı?
NATO askeri komitesi başkanı Rob Bauer dün kendisine, NATO’nun Rusya ile olası bir çatışmaya yeterince hazırlıklı olup olmadığına ilişkin sorulması üzerine “Bu bizim temel görevlerimizden biri. Çünkü son 20-30 yıldır sadece kriz durumlarına müdahale etmeye odaklandık” dedi ve NATO üyesi ülkelerin yetkililerini ve sivil halkını çatışmaya ve olası zorunlu askerliğe karşı hazırlıklı olmaya çağırdı. NATO Ocak ayı sonunda, son yılların en büyük tatbikatı olan Steadfast Defender 2024’ü Almanya, Polonya ve Baltık ülkelerinde gerçekleştirdi. Bauer’e göre bu tatbikat, NATO’nun doğu kanadına olası bir Rus işgalinin provasını amaçlıyordu.
Son dönemde Avrupa liderliklerinde halklarının ihtiyaçlarını-taleplerini dikkate almadan savaş çığırtkanlığı yarışı var. Ukrayna’ya bile silah üretemiyorlar. Bütçeleri açık veriyor, açığı kapatmak için çiftçilere verdikleri sübvansiyonları kısıyorlar, çiftçiler ayaklanıyor.
Financial Times’ın Alman Ifo Enstitüsü’ne yaptırdığı araştırmaya göre Avrupalı NATO üyelerinin GSYİH’nin %2’sini savunmaya ayırma hedeflerini tutturabilmeleri için mevcuda ek olarak yılda 56 Milyar Euro daha ayırmaları gerekiyor. Ama mesela Almanya bile bu konuyu geçen yıl 14 Milyar Euro borçlu olarak kapatmış. İspanya 11 Milyar Euro borçlu, İtalya 10,8 Milyar borçlu… Araştırmadaki ekonomiste göre “Yüksek borcu ve yüksek faiz maliyetleri olan ülkelerin borç ödemelerini arttırmak için fazla alanları yoktur, bu nedenle bunu yapmanın tek gerçek yolu diğer alanlardaki harcamaları kısmaktır” dedi. Diğer alanlar nedir? Mesela sosyal yardımlar, mesela tarım sübvansiyonları…
Yani savaşa hazırlık yapmak için toplumsal muhalefetle karşı karşıya kalmayı göze almak zorundalar.
3.Dünya Savaşının ayak sesleri
Avrupa Avrupa olalı, kıta ülkelerinin hepsinde birden aynı anda bu kadar basiretsiz lider bir araya gelmemişti. İçlerinde bir tane akıllı, kendi ülkesinin çıkarı-bekası için mesai harcayan lider yok.
Fransa’da Macron nasıl olsa son dönemim benden sonrası tufan mantığı ile hareket ediyor ki Ukrayna’ya asker gönderelim diye tutturdu.
Almanya’da Scholz, boru hattını bombalayıp kendine mecbur eden ABD’ye gıkını çıkaramıyor. Her konuşmasından sonra diğer liderlerin tavrı keşke konuşmasaydı oluyor. Ukrayna’ya silah vereceğiz ama o kadar silah üretecek altyapımız yok diyor. İngiltere-Fransa zaten Ukrayna’da deyiveriyor.
Estonya’nın Kallas’ı çok fedakâr; siyasi intihar olacağını bildiğini söyleyerek Rusya’ya karşı silahlanmak için vergi artırıyor. Polonya’da çiftçiler ayakta ama yönetimin dilinde ABD’ye sevda türküleri. Romanya’da Avrupa’nın en büyük NATO üssü inşaatı başlıyor. Arnavut yetkililerin söylemesine göre “Arnavutluk’u Rusya’dan korumak” amacıyla Arnavutluk’ta NATO hava üssü açılıyor. Litvanya yönetimi Macron’u destekliyor ve “Kararsız bitmek bilmeyen tartışmalar Avrupa’yı zayıflatıyor. Savaş bu kadar yakınken harekete geçmeliyiz” diyor…
Putin’in tüm uyarılarına rağmen. Bu savaşın öncekilerle mukayese bile edilemeyecek sonuçları olmasına rağmen. Avrupa liderleri, Avrupa’yı felakete sürüklüyor.
Birinci Dünya Savaşı, Avusturya Prensinin bir Sırp tarafından öldürülmesi ile başlamıştı. Daha doğrusu gerilen ip bu olayla kopmuştu.
Temennimiz odur ki, 2022’den beri giderek gerilen ip, bir grup Ukraynalının Moskova’da terör eylemi ile kopmasın.
Author Profile
Latest entries
- ana manşet02/08/2024Dahhak ve Feridun ile Demirci Kave
- Yazarlar29/06/2024Aman Tanrım, çok büyük SORUNUNUZ var
- ana manşet24/06/2024Petrodolar’ın ölümü
- ana manşet21/06/2024Dengeci İktidar