Ağustos ayı sonunda Hasan Yalçın anmasından sonra, komşusu Kamil Dede’yi ziyaret ettiğimizde mezarına çiçekler bırakırken kafamın içinde insan ve vicdan kelimeleri uçuştu durdu.
Türkiye devrimci hareketine damga vuran özel karakterlerinden birisidir Kamil Dede.
Amacım onun devrimci mücadelesinin kronolojisini sunmak değil. Gençliğinden itibaren hep örgütlü mücadele içinde ve önder konumda olduğunu ve aramızdan Sosyalist Cumhuriyet Partisi genel sekreteri olarak ayrıldığını söylemenin yeterli olduğunu düşünüyorum.
İnsan ve vicdan kelimeleri neden hep kafamın içinde Kamil Dede ile birlikte uçuşuyor bunu anlamaya çalışıyorum.
İnsanı insan yapan en önemli değer nedir? Sorusunun yanıtı bence vicdandır.
Diğer değerler her ne ise, tek başına anlamlı olsa bile vicdansız boşlukta kalır ve anlamsızlaşır.
İnsanlığı ve vicdanı test edebileceğimiz dönemeçler, kırılma anları vardır. Ne kadar büyük, önemli, devrimci bir geçmişe sahip olursanız olun, bu dönemeç ve kırılma anlarında takındığınız tavır, taşıdığınız vicdandır insanı insan yapan.
Kamil Dede kırılma anında, o dönem içinde bulunduğu partide diğer pek çok kişi gibi vicdanını gezmeye gönderip, üstüne üstlük 68 kuşağından kalan miras ile ömrünü tamamlayabilirdi.
Eğer bu yolu seçseydi cenazesine eski dost ve yoldaş bildikleri de katılırdı o kadar.
Fakat Kamil Dede devrimci, vicdan sahibi ve insandı.
Doğru olanı yapmak, doğrunun yanında yer almak ona yakışandı.
Herkesten önce ve tek başına Kamil Dede ayağa kalktı.
Hala ayakta ve dimdik.
Kamil Dede sadece devrimci geçmişi ile değil kırılma anında takındığı tavır ile de devrimcilerin kalbinde yaşamaya devam edecektir.
Özlem ve saygıyla.