EURO 2024 bizim için bitse de yankıları sürüyor. Futbol yalnızca futbol olmadığı için geniş kitlelerin bir araya geldiği alanları futbol dışında başka pek çok konuda gösteriye ve yansımaya ortam yaratıyor.
Merih Demiral’ın Bozkurt işaretini gereğinden fazla konuşuldu. Ülkemize gelişi görece yakın tarihli olan bu işareti görseller üzerinde oynayarak Atatürk’e yakıştırma girişimi düzenbazlığın yanı sıra ahlâksızlık olarak da nitelenmesi gereken yanlıştı.
Her ne kadar bozkurt, cumhuriyetin ilk yıllarında çeşitli ortamlarda kendine yer bulduysa da Atatürk’ün bozkurt konusundaki düşüncelerini ve sözlerini tarihçiler topluma yansıtarak önemli iş yaptılar. Atatürk bozkurttan çok insanı ve zekâsını öne çıkartmayı yeğlemişti anlaşıldığınca.
Birkaç hafta önce Balkanların emperyalizmin kullanışlı bölgesi olmasına değinen yazı yazmıştım. Erişkeden okunabilir.
EURO 2024’ün ilerleyen günlerinde Balkanlara ilişkin yargımı doğrulayan gelişmeler yaşandı.
İsviçre milli takımında oynayan Arnavut kökenli futbolcuların geçmişteki Arnavut Kartalı işareti yüzeyel bir yaptırımla geçiştirilmişti. UEFA Bozkurtu daha tehlikeli bulmuş olacak ki oynamama yaptırımı ile karşılıklandırdı.
Arnavut Kartalı etkiyse Çetnik Selâmı tepkidir.
Her ne kadar bu turnuvada rastlanmadıysa da, başka karşılaşmalar sonrası Sırp sporcuların Çetnik Selâmı verdikleri bilinir.
Sonuçta Arnavut Kartalı Arnavutluk bayrağında yer alan bir simgedir. Ne var bunda denebilir. Özde doğrudur. Ancak, bu işareti yapanların Kosova’ya göndermede bulunmaları Sırplar nezdine farklı tepkiye yol açmaktadır. Bilindiği gibi 10 yılı aşkın süredir tek yanlı olarak AB, Britanya ve ABD desteğiyle bağımsızlığını duyurmuş olan Kosova, Sırplara göre kendi ülkelerinin bir parçasıdır.
Benzer şekilde Çetnik Selâmı da Sırplar için “baba-oğul-kutsal ruh” üçlemesi üzerinden ulusal bir işaret olarak tanımlanabilir. Buna karşılık Arnavutların ya da Sırplarla sorunu olan başkalarının bu işareti farklı yorumlamaları da bir o kadar olasıdır.
Bundan çeyrek yüzyıl kadar önce Balkanlarda yaşanan kanlı kurgu kimi öğeler bakımından sonlanmış görünse de Arnavut-Sırp çelişkisi diri tutulmakta ve parçalanmasına doyulmayan bölgede yeni kırılganlıklara kapı aralanmaktadır.
Etnik ayrılıkçılığın Balkanlar kadar kullanıldığı ve halâ kullanılmaya hazır tutulduğu bir başka dünya köşesi var mıdır diye sormuş olalım.
Merih Demiral’ın bozkurt işaretinin Avrupa’da ırkçılıkla ilişkilendirildiğine ilişkin bilgilere rastlamak olanaklı çeşitli kaynaklarda. Farklı coğrafyalarda aynı işaretin farklı anlamlar taşıyabildiği bilinmeyen durum değil.
Bunun yerine, Avusturya maçından sonra, yendiğimiz Avusturyalıları alkışlarla uğurladığımız eylemimizle öne çıksak daha iyi olmaz mıydı sorusunu tarihe not düşmüş olalım.
Yine de, UEFA’nın Demiral’ı bu türden davranışlarda hiç başvurmadığı bir yöntem olan oynamaktan yasaklama yaptırımını akılcı ve anlaşılabilir bulmak olası değil.
Yine, Slovakya-İngiltere maçı sonrasında UEFA’nın İngiliz futbolcu Bellingham’ın terbiyesizlik ötesi davranışını neredeyse görmezden gelen yaklaşımına karşılık bozkurta yönelik sert ve ödünsüz yaptırımı aklımıza bir şeyleri getirmemizi kaçınılmaz kılıyor.
“Futbol futboldan fazlasıdır” sözünü anımsadığımızda Arnavut-Sırp gerilimine yol açan işaretlere kayıtsız kalarak acaba UEFA da Balkanların barut fıçısı olarak kalmasından yana mı diye düşünmekten alamıyor insan kendisini.
Ne de olsa emperyal için FİFA ya da UEFA gibi yapıları bu gibi işlere koşmak hiç de güç değil. Tarihte sayısız örnek var bu düşünceyi doğrulayan.
Author Profile
Latest entries
- ana manşet08/12/2024Bir turuncu devrim güzellemesi
- ana manşet06/12/2024Havuçlar ve gerçekler
- ana manşet04/12/2024Ağalığa övgü
- ana manşet30/11/2024Tarih aklayıcılığı