Türkiye, son yıllarda uyguladığı dış politikalarla uluslararası ilişkilerde kendince bir “denge oyunu” sergilemeye çalıştı. Ne var ki bu politika, Suriye’deki son hamlesiyle iflasın eşiğine geldi. Bugün AKP hükümetinin ve özellikle Erdoğan’ın dış politikada izlediği Abdülhamitçi manevralar, Türkiye’yi daha büyük tehlikelerle yüz yüze bırakıyor.
Astana’nın Çöküşü ve Türkiye’nin İhaneti
Suriye krizinin çözümüne yönelik Astana süreci, Türkiye’nin Rusya ve İran ile oluşturduğu üçlü mekanizmanın temel taşlarından biriydi. Ancak Türkiye’nin son dönemde ABD ile Suriye’deki askeri ve diplomatik yakınlaşmaları, bu sürece adeta ihanet olarak görülüyor. Bu durum, özellikle Rusya’nın dikkatinden kaçmış değil. Alexander Dugin’in X platformunda yaptığı açıklamalar, Erdoğan yönetimi için bir uyarı niteliği taşıyor. Dugin’in mesajını sadece bir tehdit olarak okumak, eksik bir değerlendirme olur; bu, aynı zamanda Astana ortaklarına sadakatsizliğin getireceği sonuçlara yönelik bir hatırlatma.
Erdoğan yönetimi, Suriye topraklarında ABD’nin çıkarlarıyla örtüşen adımlar atarken, Rusya’nın 15 Temmuz’da verdiği desteği göz ardı eder görünüyor. 15 Temmuz NATO destekli darbe girişiminde Türkiye’nin kaderini değiştiren Rus istihbarat desteği, AKP hükümetinin bugün Batı’ya yanaşma çabalarını daha da paradoksal hale getiriyor.
Abdülhamitçi Dış Politika: Geçmişin Hataları Tekrar Ediliyor
AKP’nin dış politika hamleleri, sıkça Abdülhamit’in “denge siyaseti”ne benzetiliyor. Ancak, bu siyaset günümüz dünyasında işlemiyor. Osmanlı’nın çöküş sürecindeki denge politikası, imparatorluğu felakete sürüklediği gibi, bugün de Türkiye’yi aynı kadere doğru itiyor. Türkiye, ABD, NATO ve Rusya arasında sıkışırken kendi bağımsızlığını ve stratejik çıkarlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya.
Büyük Ortadoğu Projesi’nin Yeni Hedefi Türkiye mi?
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), bölge ülkelerini parçalama ve yeniden şekillendirme amacını taşıyor. Irak ve Suriye bu planın en somut örnekleriydi. Ancak, bu projede sıradaki hedefin Türkiye olduğu gerçeği artık daha yüksek sesle dile getiriliyor. Türkiye’nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridoru, bu planın bir parçası değilse nedir? Bugün Türkiye’nin Suriye’deki adımları, aslında ABD’nin bölgedeki planlarına dolaylı destek anlamına geliyor.
Anti-Emperyalist Bir Çıkış Yolu: Bağımsız Türkiye
AKP’nin dış politikasındaki bu çelişkili adımlar, Türkiye’yi daha büyük bir felakete sürüklüyor. NATO’ya bağımlılık ve Batı’ya yaranma çabaları, sadece dış politikayı değil, Türkiye’nin iç istikrarını da tehdit ediyor. Anti-emperyalist bir çizgiye geri dönülmediği sürece Türkiye, küresel güçlerin oyun sahası olmaya devam edecektir.
Türkiye’nin kurtuluşu, ne Batı’nın güdümünde ne de günü kurtarmaya yönelik pragmatist politikalardadır. Çözüm, bağımsız bir dış politika ve bölgesel işbirliğini esas alan, halkın çıkarlarını gözeten bir stratejidedir.
Author Profile
