More

    Her şey 5 Ağustos 2006’da Başladı

    ASELSAN’da çalışan beş genç mühendisin iki yıl içinde art arda gelen ölüm haberleri Türkiye’yi derinden sarstı. Türkiye’nin gözbebeği ASELSAN (Askeri Elektronik Sanayi), Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra ABD’nin Türkiye’ye uyguladığı ambargoya tepki olarak ve savunma sanayiinde dışa bağımlılıktan kurtulmak için kurulmuştu. (1975) İsveç’ten sonra ilk cep telefonu üreten teknoloji şirketiydi. Bünyesinde Türkiye’nin en seçkin bilim insanlarını ve mühendislerini barındırıyordu.

    Peki neden 2006-2008 yılları arasında, her biri ülkenin en güzide üniversitelerinde yetişmiş bu seçkin mühendislerden beşi ya intihar etmiş ya da kazaya kurban gitmişti? Açıklamalar hiç inandırıcı değildi. Aileleri de toplum da asla ikna olmadı. Bu parlak beyinlerin kaybı Türkiye’nin kaybıydı. Gelin bu gençleri isim-isim tekrar hatırlayalım ve unutmayalım. 

    • Hüseyin BAŞBİLEN: 5 Ağustos 2006’da aracının içinde boğazı ve bilekleri kesik olarak bulundu. Milli Tank Projesi’nde çalışıyordu. ODTÜ’yü dereceyle bitirmişti.

    • Halim Ünsem ÜNAL: 17 Ocak 2007’de Eymir Gölü kenarında kafasından tek kurşunla vurulmuş olarak bulundu. F-16’ların modernizasyonunda çalışıyordu. ODTÜ’den şeref öğrencisi olarak mezun olmuştu. 

    • Evrim YANÇEKEN: 26 Ocak 2007’de yedinci kattaki evinin penceresinden atlayarak intihar ettiği iddia edildi. 26 yaşındaydı. ODTÜ mezunu elektrik mühendisiydi, yüksek lisans tezini hazırlamaktaydı. 

    • Burhaneddin VOLKAN: 7 Ekim 2007′ de askerlik görevini yaptığı sırada, nöbetçi subay odasında ölü bulundu. Hacettepe Üniversitesi Bilgisayar Müh. mezunuydu. ASELSAN’da, Uçak Komuta Kontrol Merkezi’nde görev yapmıştı. 

    • Zafer OLUK; 10 Mayıs 2008’de ölü bulundu. Leopar tankların yazılımında çalışıyordu. Askerlik görevi esnasında bir trafoyu tamir ederken elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti. Terhisine 74 gün kalmıştı. ODTÜ’yü birincilikle bitiren bir elektrik mühendisinin trafonun tepesinde ne işi vardı?

    Seri cinayetler 2008’de de bitmedi. Beş yıl aradan sonra tekrar ortaya çıktı. Bu defa üç kıymetlimiz daha katledildi. 

    • Hakan ÖKSÜZ: 25 Ocak 2013’te trafik kazası sonucu hayatını kaybetti ancak kazadan birkaç yıl önce kaçırılmış, darp edilmiş ve boğazı kesilmiş olarak bir köprünün altına atılmıştı. Uzun süre tedavi gördü. Korkuyordu, araba kazası sonucu ölümünden bir yıl önce eşi ve çocuğunu güvenlikleri için memleketine göndermişti. ODTÜ ElektrikMühendisliğinden derece ile mezun olmuştu. 

    • Erdem UĞUR: 16 Ocak 2015’te Ankara’daki evinde ölü bulundu. Mutfak tüpü ile gazdan zehirlenerek intihar ettiğine karar verildi. Manyetik alan konusunda uzmandı. İHA ve F-16 projelerinde çalışıyordu. 

    • Kerem PARILDAR; 21 Kasım 2017’de evinden 15 km uzaktaki bir binanın 14. katından atlayarak intihar ettiği iddia edildi. Yerli Savunma Sistemleri üzerinde çalışıyordu. 

    Bu şüpheli ölümler bugüne kadar sekiz Cumhuriyet Savcısı tarafından soruşturuldu, birçok kişi ceza aldı ama cinayetler aydınlatılamadı. Tıpkı 30 Kasım 2007’de, Isparta’da düşen uçakta hayatlarını kaybeden Fizik Profesörü Engin ARIK ve ekibindeki bilim insanlarının kaybı gibi. O dosya da 17 yıl sonra kapatıldı. Olay kaza mıydı yoksa suikast mıydı sorusu hep vicdanlarda takılı kaldı.

    2013, 2015, 2016 yıllarında TBMM’ye araştırma önergeleri verildi ama hepsi de havada kaldı.İlk vaka Hüseyin BAŞBİLEN olayını soruşturan eski savcı Murat DEMİR, soruşturmayı FETÖ Örgütünün engellediğini savundu, kendisi de FETÖ’den tutuklandı.

    Bitmedi. Yıl 2025,

    Pırıl pırıl gençlerimize uzanan kirli ve karanlık eller bu defa ROKETSAN ve HAVELSAN’a uzandı. 

    • Yusuf Serdar YÜCEL: ROKETSAN’da yazılım mühendisi olarak görev yapıyordu. 3 Ocak 2025’te, “Sodyum nitrat içerek intihar etti” haberleri basında geniş yer aldı. Elektrik Mühendisi Yücel, balistik füze algoritmaları, siber güvenlik yazılımları uzmanıydı. Emekli ve deneyimli bir polis olan babası oğlunun intihar değil, infaz edildiğini iddia etti, soruşturma sürüyor. 

    • Regaip KURT: HAVELSAN’da siber güvenlik uzmanıydı.16 Mayıs 2025’te, odasında ranzaya asılı olarak bulundu, intihar ettiği iddia edildi oysa ranza tek katlıydı. Soruşturma sürüyor. 

    Bu değerler kolay yetişmiyor. Her bir gencimizin ölüm haberiyle yüreklerimiz tekrar tekrar kanıyor. Neden bu gençlerimizi koruyamıyoruz?

    İntihar ya da kaza süsü verilen bu cinayetler en kısa sürede aydınlatılmalıdır.

    Yazılar

    Yazılar

    spot_img