Mustafa Kemal Atatürk komutasındaki Türk Ordusu’nun 26 Ağustos’ta başlayıp 30 Ağustos Zaferi ile sonuçlanan Büyük Taarruz ve Baş Komutanlık Meydan Muharebesi, dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti. Bugün o destanın 102’nci yıldönümünü büyük bir gururla kutluyoruz.
Mustafa Kemal Paşa’nın, harekât emrini verdiği, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktası olarak değerlendirilen ve 22 Ağustos 1921-13 Eylül 1921 tarihleri arasında 22 gün 22 gece süren Sakarya Meydan Muharebesi zaferinden sonra Türk ordusu “Büyük Taarruz” için hazırlanmaya başladı. Büyük Millet Meclisi, Sakarya Zaferi’nden sonra Mustafa Kemal Paşa’ya “mareşal” unvanını verdi.
Eksiklerin giderilmesi için kısıtlı bütün mali imkânlar sonuna kadar zorlanarak ülkenin bütün kaynakları ordu emrine verildi, subaylar ve askerler taarruz için eğitilmeye başlandı, savaşın sona erdiği cephelerdeki askerler Batı Cephesi’ne kaydırıldı.
Başkomutan Mustafa Kemal, 26 Ağustos sabahı Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile muharebeyi yönetmek üzere Afyonkarahisar sınırlarında kalan Kocatepe’de yerini aldı. Zafere giden yol, 26 Ağustos günü saat 05.30’da, Kocatepe’de Türk topçusunun ateşiyle başladı. Topçu ateşleriyle şafak vakti başlayan harekatın devamında Türk askeri, sabahın ilk ışıklarıyla hücuma geçip Tınaztepe’yi ele geçirdi ve Belentepe ile Kalecik Sivrisi’nden düşmanı uzaklaştırdı. Taarruzun ilk gününde 1. Ordu birlikleri, Büyük Kalecik tepe ile Çiğiltepe arasında 15 kilometrelik alanda, düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçirdi.
BİRLİKLERE TAARRUZ EMRİ VERİLDİ
5’inci Süvari Kolordusu, düşman gerilerindeki ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulundu, 2’nci Ordu ise cephede tespit görevini aksatmadan sürdürdü. Türk Ordusu, 27 Ağustos sabahı yine bütün cephelerde yeniden taarruza geçti ve aynı gün Afyonkarahisar, 8’inci Tümen tarafından düşman işgalinden kurtarıldı. 28 ve 29 Ağustos’ta başarıyla sürdürülen taarruz, düşmanın 5’inci tümeninin etkisiz kılınmasıyla neticelendi. 29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete geçilip taarruzun kısa sürede sonuçlandırılmasında hemfikir oldu ve planın 30 Ağustos’ta aksamadan uygulanması için gerekli önlemler alındı. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Türk Ordusu’nun Kurtuluş Savaşı’nda kazandığı en önemli zaferin arifesinde, 30 Ağustos sabahında şimdi belde olan Kütahya’nın Altıntaş İlçesi’ne bağlı Zafertepe Çalköy’de birliklere taarruz emrini verdi.
“ORDULAR, İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’DİR, İLERİ”
Mustafa Kemal’in yönettiği Dumlupınar’daki meydan muharebesinde kahraman Türk askeri, Yunan birliklerini Allıören, Keçiler, Kızıltaş deresi yolunun iki yanında tamamen sarıp imha etti. Kızıltaş deresi bölgesinde açık kalan alandan bazı Yunan birlikleri, General Trikopis, General Diyenis ve birçok Yunan komutanı kaçtı. Büyük Zafer’in ertesi günü, 31 Ağustos’ta Zafertepe Çalköy’de bir evin bahçesindeki kırık kağnının üzerine muharebe alanlarının haritasını koyan Başkomutan Mustafa Kemal, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile durum değerlendirmesi yaparak Yunanların yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve onları mağlup etmek için İzmir’e girme görüşünde birleşti. Mustafa Kemal Paşa, Büyük Zafer sonrası 1 Eylül’de Dumlupınar’da, Batı Cephesi’ndeki tüm subay ve erlere okunmak üzere yayımladığı bildiriyle, tarihe geçen emrini verdi: “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!”
27 Ağustos’ta Afyonkarahisar, 30 Ağustos’ta Kütahya’nın kurtuluşunu 1 Eylül’de Gediz, 3 Eylül’de Emet ve Tavşanlı’nın kurtuluşları izledi, 9 Eylül’de İzmir’de Yunan Ordusu’nu denize döken Türk ordusu, Mustafa Kemal Paşa’nın emrini büyük bir başarıyla yerine getirdi.
Kadın, erkek, çocuk bir millet hep birlikte topraklarını özgürlüğe taşıdı.